Piyasada en çok konuşulan konulardan bir tanesi de son dönemde Dolar/TL’de yaşanan hareket. Artık dilimize pelesenk olan ancak gerçekleşecek mi kimse tarafından net olarak bilinmeyen FED’in faiz bilmecesi, diğer ekonomiler üzerinde stres yaratmaya devam ediyor. Günlük hayatın stresinden belki de herkes şikayet ediyordur. Ancak, Merkez Bankası Başkanı Erdem Başçı’nın yerinde şuan kimse olmak istemezdi sanırım. Bundan sadece 5-6 ay önce faiz indirim baskısını üzerinde hisseden Başçı, şimdi de faiz artırımı stresi altında. Bu durumun özeti ancak şu olabilir. Aşağı tükürsem sakal, yukarı tükürsem bıyık.
Artık şapkamızı önümüze koyalım
Bundan 2 ay önce belirsizlikler piyasası diye bir yazı yazmıştım. Seçim var sonuç yok başlıklı. O iki aylık süreç içerisinde belirsizlik ortadan kalktı mı ? sorusuna piyasadaki herkes ‘hayır’ cevabını verebilir. Bazı kişiler ise ‘evet’ sonuç var diyebilir. Sonuç ‘erken seçim’ diyebilir. Doğru, sonuç, erken seçim ancak 1 Kasım tarihinde yapılacak seçimlerin de sonuçlar aynı oranlarda olursa ? O zaman ne anlamı kaldı. Açıkçası bundan sonraki süreçte siyasi erkin biraz daha duyarlı olması ve Türkiye’nin geleceğine dair riskleri göz önünde bulundurması gerekiyor. Son dönemde yaşanan olumsuz gelişmelerin ve üzücü terör olaylarının etkisi ülke ekonomisine ciddi anlamda zarar vermeye başladı. Yakın zamanda petrol düşünce cari açığa olumlu etki edeceği söyleniyordu. Ancak dolar bazında ciddi anlamda düşüşün görüldüğü ancak TL bazında yüzde 15’lik yükselişin görüldüğü brent petrolde ihracatın dolar cinsinden yapıldığını unutmayalım.
Yabancı sermaye azalıyor
Ekonomimizin dış finansamana bağlılığının yüksek olduğunu biliyoruz. Hatta, FED’in faiz artışı ile ucuz finansman sağlama döneminin de sonuna geleceğiz. Böyle bir dönemde risklerin artması ile azalan yabancı sermaye miktarının yaratabilceği sıkıntıların önüne geçebilmek için hamleler yapılması gerekiyor. Ülkede bu kadar belirsizliğin mevcut olduğu durumda sıcak para girişi oldukça zor. Dış finansman dışında, büyümenin potansiyelinin altında kalması, ihracattaki azalma, cari açıkta istenilen seviyeye gelemememiz gibi bir dizi sorun ile karşı karşıyayız.
FED’e göre politika izleyeceğiz
Dünyanın en büyük ekonomisinin atacağı, sıkılaştırma politikalarının mutlaka izlenmesi gerekiyor. Tabi ki, sonuna kadar katılıyoruz ancak bu politikaya önceden müdahale edemememiz acı bir durum. Gelişmekte olan ülke ekonomilerinin hiç biri, kendine has önlemler alamıyor. Tam almaya çalışacağız derken, siyasi anlamda yaşanan anlaşmazlıklar sorunu daha da keskinleştiriyor. Herhangi bir iyileşme gelebilmesi için bu süreç içerisinde somut bir adım da göremedik. O yüzden kurlarda yeni zirvelerin gelebilme ihtimali hala geçerli. TCMB’nin kura müdahale etmesi beklenebilir. Belki de son toplantı da bunu yapmasını bekleyen yatırımcılar olabilirdi. Ancak siyasi belirsizliğin etkileri süregelirken, MB faiz artırmış olsa bile, kur tekrardan hızlıca toparlanabilirdi. Çünkü ortada herhangi bir somut süreç yoktu. MB hamle yapsaydı, hem faizi erken artırmış, hem de kura gereken müdahaleyi yapamamış olacaktı. Bu durumda MB’nin adımlarını boşa çıkarabilirdi.
Kurda yeni zirveler beklenebilir ve şu an için güç toplama aşamasında gibi görünüyor. 2.90’lara kadar geri çekilme yaşanan paritede, her geri çekilme alım fırsatı yaratıyor. Bu konjonktür ancak FED’in faiz politikası sekteye uğrarsa bozulabilir. Kasım ayına kadar yaşanacak süreçte hem FED faiz artırımı baskısı hem de seçim öncesi yaşanacak süreç kurun ateşini söndürmeyecektir. Merkez bankasının ‘normalleşme’ süreci ve öncesinde yapacağı döviz likitidesi artırımına dair politikaların ise, geçici etkiler yaratacağını düşünüyoruz. Teknik olarak, Fibonacci düzeltme seviyeleri kurda hem 2.75 sonrasın da 3 hedefinde iyi çalıştı. Bundan sonraki süreç için yükselişlerin devamında hedef 3.20-3.23 aralığı olarak görünüyor. Geri çekilmeler halinde ise, 2.90-2.8596 ve 2.80 önemli destekler olacak gibi görünüyor.
Analiz ve Yorumların devamı için : www.isikfx.com