Geçtiğimiz hafta finansal piyasalar açısından oldukça hareketli geçti. Özellikle yurt dışarısında Çin verilerinin kontrolünde bulunan piyasalar yurt içerisinde ise TCMB'nin Nisan ayı PPK toplantısında ne yönde adım atabileceğine yönelik tartışmalara odaklandı. Bu konuya birazdan değineceğiz. Şimdilik geçen hafta yurtdışı kaynaklı gelişmeleri kısaca hatırlatarak analizimize başlayalım:
Ne demiştik? Çin verilerinin ağırlığında bir haftayı geride bıraktık. Özellikle Çin ticaret dataları piyasalara yön veren önemli bir gelişmeydi. Piyasa beklentisinden bir hayli olumlu gelen datalar Asya cephesinde hisse senedi piyasaları üzerinde pozitif rüzgarlar oluşturarak küresel piyasalarda olumlu fiyatlamaları tetikledi. Fakat Çin tarafında açıklanan verilerin piyasa beklentilerinden daha pozitif gelmesi bir konuya dikkat çekmemizi sağlıyor. O da FED'in faiz artırım politikasına yönelik düşünceleri... Bilindiği üzere FED Mart ayı FOMC toplantısında Çin kaynaklı küresel belirsizliklere atıfta bulunarak faiz artırım tahminini 4'den 2'ye indirmişti. Son tutanakların da bize gösterdiği; FED'in Nisan ayında faiz artırımını düşünmediği ve Haziran için de olasılığın bir hayli zayıf olduğuydu. İşte Çin kaynaklı pozitif datalar küresel algının olumluya dönmesini sağlıyor. Bu algı küresel piyasalarda belirsizlik unsurunu azaltıyor ve bu şekilde FED'in faiz artırım konusunda elinin rahatlayabileceği yorumları yapılıyor. FED şimdilik güvercin tonlamaları güçlü bir şekilde vurgulasa da çok çabuk dil değiştirdiğini biliyoruz.
Geçtiğimiz hafta Çin tarafında ticaret verileri ile birlikte içinde bulunduğumuz yılın 1. çeyreğine ilişkin büyüme datası da açıklandı. Verinin %6.7 ile 2009 yılından bu yana en düşük rakam şeklinde gerçekleşmesinin yanında piyasa beklentileri ile paralellik gösterdi. Ayrıca sanayi üretimi, perakende satışlar ve yurtiçi krediler gibi data akışının da piyasa beklentisini aşması ekonomiye yönelik olumlu bir algı oluşturdu. Dolayısıyla küresel piyasalarda Çin önderliğinde pozitif havanın oluşması sonucu FED'in yeniden şahinleşebileceği yönünde bir algının oluşması ile dolar endeksi ( DXY ) 93.00 seviyelerinden 95.00 seviyelerine doğru atak hareketlerinde bulundu.
Çin verilerinin yanında piyasaların takibinde bulunan önemli diğer gelişmeler ise ABD'de açıklanan enflasyon ve perakende satışlar verileriydi. İç talebin görünümü hakkında fikir sunması itibari ile de önemli bir data olan perakende satışlar verisinin hem manşet hem de çekirdek bazda beklentilerin altında kaldığını gözlemledik. Aynı şekilde Mart ayına ilişkin ÜFE ve TÜFE datalarının da yine piyasa beklentisinin atlında kaldığını hatırlatalım. Özellikle TÜFE verisine odaklanmak gerekiyor. Aylık çekirdek bazda TÜFE verisi %0.2 olan beklentilerin altında %0.1 şeklinde açıklandı. Yıllık bazda manşet verinin ise %2.3 seviyesinden %2.2'ye hafif bir gerileme kaydettiğini gözlemledik. Bu sayede enflasyonda hız kaybının oluşması ABD dolarında hafif çaplı bir gevşemeyi beraberinde getirdi. Hafif çaplı diyoruz çünkü enflasyonda gerileme bir trend olmaktan oldukça uzak. Özellikle petrol fiyatlarında yukarı yönde hareketlerin küresel piyasalarda enflasyon görünümünde toparlanma yaratma ihtimali göz ardı edilmemeli.
Petrol fiyatlarından bahsetmişken tüm gözler dün Doha'da gerçekleştirilen petrol üretimini Ekim'e kadar Ocak ayı seviyesinde dondurmaya yönelik toplantının üzerindeydi. İran'ın gözlemci statüsünde katıldığı toplantıda Rusya ve Suudi Arabistan'ın üretim miktarını dondurmaya yönelik anlaşıp anlaşmayacağı dikkatle takip edildi. Bilindiği üzere Suudi Arabistan son yapmış olduğu açıklamada İran'ın bu politikayı benimsememesi durumunda kendilerinin de kabul etmeyeceğini belirtilmişti. Dün gün boy süren çetrefilli görüşmelerin ardından taraflar ortak bir konsensüs üzerinde anlaşma sağlayamadılar. Bir sonraki toplantının Haziran ayında olduğunu da not etmekte fayda var.
Geçtiğimiz hafta yurt içerisinde konuşulan en önem gelişme bu hafta sonuç buluyor. TCMB Nisan PPK toplantısında faiz indirimine gidecek mi? Faiz indirimine gidecekse de kaç baz puanlık bir faiz indirimi meydana gelecek? Geçen hafta yurtiçi piyasalar tarafından sorulan soruların temelinde bu maddeler bulunuyor. Öncelikle Çarşamba günü gerçekleştirilecek olan PPK toplantısında piyasanın beklentisi koridorun üst bandında 50 baz puanlık faiz indirimi olacağı şeklinde... Yani TCMB gecelik borç verme faiz oranı olan %10.50 seviyesinin %10.00 seviyesine çekileceği beklentisi ağırlık kazanmış durumda. Mart ayında Erdem Başçı bu faizde 25 baz puanlık indirim gerçekleştirmişti. Tabii 50 baz puanlık bir indirimin görülmesi durumunda bu hamle piyasa beklentisine paralellik arz edeceği için TL üzerinde etkisinin sınırlı olması beklenebilir. 25 baz puanlık bir hamle ise TCMB'nin ihtiyatlı yaklaşımını sembolize ederek TL üzerinde pozitif bir fiyatlaya neden olabilir. Fakat radikal bir faiz indiriminin benimsenmesi ise TL ve TL bazlı varlıklar üzerinde hoş karşılanacağını pek sanmıyoruz. İşte geçtiğimiz hafta acaba 75 - 100 baz puan gibi piyasada oluşan genel beklentinin üzerinde bir faiz indirimi adımı atılabilir mi sorusu TL üzerinde negatif bir algı yaratmıştı. Bu bağlamda 75 - 100 veya olasılığı düşük olsa da 100 baz puandan daha yüksek bir faiz indirimi TL üzerinde keskin bir değer kaybına neden olabilir.
Tabii Nisan PPK toplantısının en önemli özelliği Murat Çetinkaya'nın yeni başkan olarak piyasalarla tanışacak olmasıdır. Bu noktada yapacağı açıklamalar bir sonraki toplantılara yönelik TCMB'nin yol haritasını anlama ve yeni başkanın faiz adımları konusunda düşüncelerini öğrenme fırsatı sunacaktır. Haftanın en önemli gelişmesi olarak not düşülmesinde büyük fayda var.
Geçtiğimiz haftanın gündem maddeleri bu şekildeydi. Yeni haftaya girerken hangi gelişmelerin öne plana çıkacağını gün gün belirtelim:
PAZARTESİ
Haftanın ilk işlem günü data akışı bakımından oldukça sakin. Yalnız FED üyelerinden Dudley ve Kashkari'nin konuşmalarının takip edilmesinde fayda var.
SALI
Data akışı hareketleniyor... İlk olarak Almanya ve Euro Bölgesi ZEW ekonomik hissiyatı verileri takip edilecek. Özellikle Almanya verisinin önemli olduğunu Euro üzerinde hareketlilik yaratabileceğini not edelim.
ABD tarafında ise Mart ayına ilişkin inşaat izinleri verisi piyasanın odağında bulunacak bir diğer data konumunda bulunacaktır.
Piyasaların takibinde olacak diğer gelişmeler ise BOE ( İngiltere Merkez Bankası ) Başkanı Carney ile BOC ( Kanada Merkez Bankası ) Başkanı Poloz'un konuşmaları olacaktır.
ÇARŞAMBA
Yurtiçi piyasalar açısından haftanın en önemli günü. Yukarı da TCMB'nin PPK kararlarına yönelik yorumlarımızı yaptığımız için bir kere daha uzunca anlatmaya gerek görmüyoruz. Fakat piyasada ortak konsensüsün üst bantta 50 baz puanlık bir faiz indirimi olduğunu bir kere daha vurgulayalım.
Küresel piyasalar açısından değerlendirecek olursak; ilk olarak Almanya'da ÜFE verileri takip edilecek. Aylık bazda beklenti %0.2 yükseliş yaşanacağı yönünde. Euro'ya etkisinin sınırlı olmasını bekliyoruz.
İngiltere tarafında ise gelir ve istihdam piyasasına yönelik veriler oldukça önemli. GBP yatırımcısının bu dataları dikkatle izlemesinde büyük fayda var.
ABD kaynaklı olarak ise Mart ayına ilişkin mevcut konut satışları ve ham petrol stokları datası piyasanın odağında bulunacak diğer veriler konumunda...
PERŞEMBE
İlk olarak İngiltere'de perakende satışlar verileri izlenecek. GBP üzerinde hareketlilik yaratabilir.
Günün en önemli verisi ise Nisan ayına ilişkin ECB'nin PPK kararları olacak. Piyasalardaki beklenti bankanın faizler konusunda herhangi bir karar almayacağı yönünde. Zaten ECB daha geçtiğimiz ay geniş kapsamlı parasal genişleme politikalarını devreye sokmuş ve negatif faiz politikasına hız vermişti. Bu politikanın sonuçlarını görmeden yeni adım atacaklarını pek sanmıyoruz. Fakat bu toplantının ardından gerçekleştirilecek basın açıklamasında Euro Bölgesi'ne yönelik ekonomik görünüm ve para politikasına yönelik atılacak adımlar konusunda yorumlar piyasanın çok daha fazla ilgileneceği gelişme olacağını düşünüyoruz.
ABD tarafında ise haftalık işsizlik maaşı başvuruları ve Nisan ayına ilişkin Philadelphia FED imalat endeksi dataları da izlenecek diğer gelişmeler olarak ön plana çıkabilir.
CUMA
Euro Bölgesinde PMI verilerine odaklanacağımız bir gün yaşayacağız.
Kanada tarafında ise çekirdek ve manşet TÜFE verileri ile birlikte perakende satışlar datası da CAD bazlı paritelerde hareketliliğe neden olabilir.
ABD tarafında da Nisan ayına yönelik üretim PMI verisi piyasanın odağında bulunacaktır. Beklenti 51.5 seviyesinden 52.0 seviyesine hafif çaplı bir yükseliş yaşanacağı yönünde.
EUR/USD Analizi
1.1250 desteğinin aşağısı test edilse de bu seviyesinin altında kalıcılık sağlayamaması sonucu yukarı yönde hareketlerin oluştuğunu ve paritenin 1.1330 direncine yaklaştığını gözlemlemiştik. Yalnız bu seviyelerden bir miktar satışların gelmesi sonucu yeniden 1.1290 seviyesinin altında fiyatlamaların oluştuğunu görüyoruz. Bu nokta gevşemenin devam etmesi durumunda 1.1250 ve 1.1220 destekleri izlenmeye devam edilecektir. 1.1220 desteği gün içerisinde aşağı yönde geçilebilirse 1.1190 ve 1.1150 destekleri takip edilebilir. Paritede yukarı yönde hareketlerin oluşabilmesi için de 1.1130 direncinin aşılması gerektiğini düşünüyoruz. Bu yönde bir fiyatlamanın oluşması durumunda 1.1370 ve 1.1410 seviyelerinin yeniden hedef konumuna yerleşme ihtimali oluşacaktır.
Ons Altın Analizi
1237 direncinin izlenmesi gerektiğini düşünüyoruz. Şayet yukarı yönde hareketlerin devam edebilmesi için ilk olarak bu seviyenin üzerinde kalıcılığın gerçekleşmesi gerekmekte. Bu yönde bir fiyatlama meydana gelebilirse 1243, 1248 ve 1255 seviyeleri yeniden direnç seviyeleri olarak hedef konumuna yerleşecektir. Dolayısıyla 1237 seviyesi kısa vadede dikkatle izlenmelidir. Bu seviyenin yukarı yönde geçilememesi durumunda ise ons altın fiyatların satış basısı görülebilir. Bu durumda ise 1230 ile 1224 destekleri takip edilecektir. Özellikle 1224 desteği kırılabilirse 1215 ve 1209 seviyelerine kadar gerilemenin devam edebilme olasılığının bulunduğunu vurgulamakta fayda var.
USD/TRY Analizi
2.8500 seviyesinin üzerinde fiyatlamalar devam ediyor. Dolayısıyla 2.8650 direncini izlemeyi sürdürmekteyiz. Bir süredir bu seviyenin üzerinde kalıcılığın sağlanması durumunda yukarı yönde hareketlerin hızlanabileceğinden bahsediyorduk. Bu görüşümüzü koruyoruz. Dolayısıyla 2.8500 seviyesinin üzerinde kalıcılık sağlandığı sürece 2.8650 ilk izleyeceğimiz seviye konumunda olmayı sürdürecek. Şayet bu direnç seviyesinin de aşılması ve 2.8650’nin üzerinde kapanışların oluşması durumunda 2.8800 ile 2.9030 seviyeleri hedef konumuna yerleşecektir. Paritede 2.8500 desteğinin aşağı yönde geçilmesi durumunda ise 2.8360 ve 2.8250 destekleri izlenmesi gereken seviyeler konumuna gelecektir.
GBP/USD Analizi
1.4250 direncine yaklaşmasının ardından oluşan kar satışlarının etkisi ile 1.4170 desteğinin altında işlemlerin oluştuğunu görmekteyiz. Bu noktada 1.4170 desteğine kısa vadede önem verdiğimizi ve bu seviyenin altında oluşacak kapanışların paritede aşağı yönde hareketlerin devam etmesini sağlayabileceğini belirtiyorduk. Dolayısıyla 1.4170 seviyesinin altında satış baskısı ivme kazanabilir ve kısa vadede 1.4130 ile 1.4100 destekleri ilk takip edilecek seviye konumunda kalmaya devam edecektir. 1.4100 desteğinin altında ise 1.4050 ile 1.4000 seviyelerinin bulunduğunu da not edelim. 1.4170 direncinin aşılması durumunda ise yukarı yönde hareketlilik oluşabilir. Bu durumda 1.4250 ile 1.4320 dirençleri yeniden hedef konumuna yerleşecektir.
USD/JPY Analizi
Dün Katar’ın başkenti Doha’da yapılan görüşmelerde petrol üretimini dondurma konusunda anlaşmanın sağlanamaması riskten korunmak amacı ile Yen’e olan talebi artırdı ve bu sayede paritede yeniden 107.70 desteğine kadar gerilemeler yaşandı. Bu seviyenin kısa vadede bir hayli önemli olduğunu tekrar hatırlatalım. Dolayısıyla 107.70 desteğine yaklaşılması ile birlikte bir miktar alımların geldiğini gözlemlemekteyiz. Bu yükseliş hareketinin ivme kazanması durumunda ilk olarak 108.40 ve ardından 108.80 dirençleri hedef konumunda bulunacaktır. Yükseliş hareketinin geçen hafta görülen seviyeleri test edebilmesi için 109.10 direncinin çok daha önemli olduğunu düşündüğümüzü de belirtelim. Paritede oldukça önemli verdiğimiz 107.70 desteğinin kırılması durumunda ise 106.90 ile 105.50 destekleri hedef konumuna yerleşebilir.
Ham Petrol Analizi
Doha’da Suudi Arabistan ile İran arasında anlaşmanın sağlanamaması sonucu petrol üretimini dondurma konusunda ortak bir konsensüs sağlanamaması petrol fiyatlarında aşağı yönde gapli açılışın yaşanmasına neden oldu. Bu sayede 37.60 seviyesini test eden fiyatların bir miktar tepki verme çabalarını izlemekteyiz. 38.30 desteğinin hemen üzerinde bulunan vadeli petrol fiyatlarının yukarı yönde hareketlerine devam etmesi durumunda ilk olarak ve ardından 39.90 seviyelerinin hedef konumuna yerleşebileceğini düşünmekteyiz. 39.90 direncinin hemen üzerinde 40.30 seviyesi bulunuyor ki bu seviyeye ulaşılması durumunda oluşan gapin doldurulacağını önemle belirtelim. Petrolde gerileme hareketlerinin oluşması durumunda ise 38.30 – 38.00 bölgesinin aşağı yönde geçilmesi gerekiyor. Bu yönde bir fiyatlamanın oluşması ile beraber aşağı yönde hareketin ivme kazanabileceğini ve 37.20 ile 36.60 desteklerinin hedef konumuna yerleşebileceğini not edelim.