Parlamento'nun Brexit oylamasıyla birlikte şu an Westminster Sterlin üzerinde İngiltere Merkez Bankası'ndan daha büyük bir etkiye sahip olsa da, Merkez Bankası Başkanı Mark Carney'in korku tellallığındaki azalma da gözlerden kaçmadı. Carney şimdi İngiltere'nin AB'den çıkışına yönelik daha iyimser ve yapıcı bir tutum takındı.
Kanada asıllı Carney aylarca Brexit'in yaratacağı istikrarsızlık, bozulma ve diğer kötü sonuçlara yönelik uyarılar yapıyordu. Şubat başındaki Merkez Bankası toplantısının ardından Brexit "sisi" ve resesyon riskinden şikayet etti. Ancak birkaç gün sonra Carney, sanki Başbakan Theresa May'in Brexit sonrası İngiltere vizyonunu benimsemiş gibi konuştu.
Frobisher Hall'da küresel ekonomi üzerine yaptığı bir konuşmada Carney, "birçok açıdan, Brexit yeni küresel düzenin ilk testi ve demokratik hesap verilebilirliği geliştirirken açık olmanın faydalarının artırmanın bir yolunun bulunup bulunamayacağını gösterebilir" dedi. "Brexit, yeni bir uluslararası işbirliği şekline ve daha iyi bir yerel ve uluslarüstü yetki dengesi üzerine kurulmuş sınırlararası ticarete yol açabilir."
Anlaşmasız bir Brexit ihtimali gün geçtikçe yükselirken bile, Sterlin 12 Şubat'taki konuşmasından olumlu etkilendi.
Bu hafta Carney türev piyasalarını açık ve güçlü tutmak amacıyla ABD'li regülatörlerle bir anlaşma imzalarken, iki ülkenin de en büyük türev piyasalarına sahip olduğuna ve bu piyasaların emeklilik ve yatırımlarda oynadıkları önemli rolü sürdürebilmesi için yükümlülüklerinin bulunduğunu belirtti. Diğer AB ülkelerinin regülatörleri de Londra'nın türev piyasalarına en azından geçici bir giriş sağlayabilmek için düzenlemeler yapmaya devam ediyor.
İngiltere AB'den ayrılmak için son ayın geri sayımına başlarken, bir anlaşma ya da gecikme olup olmayacağına dair genel finansal manzara berraklaşıyor. Kesin olan şeylerden biri ise bir "Brexodus"a, yani onbinlerce işçinin İngiltere'den kıtaya toplu bir göç gerçekleştirmesine yönelik korkunun gerçekleşmemiş olması.
Ernst & Young'da partner John Liver, The Wall Street Journal'a İngiltere'den yaşanması beklenen kaçışın hiç gerçekleşmemiş olması konusunda "Kimse Londra'dan kaçmıyor," dedi. "Genel olarak herkes Londra'yı bu zaman dilimindeki küresel finans merkezi olarak görmeyi sürdürüyor."
Şaşılacak bir şey değil. Londra her zaman finans hizmetlerinde çalışan kişi sayısının Frankfurt'un nüfusundan fazla olmasıyla övünür. Londra'nın yüzlerce yıllık tarihe sahip olan finans altyapısına denk bir yerin olmaması ve İngiltere'deki türev işlemlerini sürdürme çalışmaları da bu durumu destekliyor.
Korku tellallığına rağmen Carney ekonomik bir bozulma yaşanma riskini minimuma indirmek için çok çalıştı. Bu hafta ABD'li regülatörlerle yaptığı anlaşma, sürekli olarak yapıcı bir rol oynamasında bir dönüm noktası olabilir.
Brexit'i küresel gerginliklerin bağlamına alan Frobisher Hall konuşması, biraz radikal bir şekilde İngiltere'yi ülkelerin küreselleşmenin olumsuz sonuçlarına, özellikle de demokratik hesap verilebilirliğin kayboluşuna nasıl tepki verdiğinin bir habercisi olarak gösterdi. Carney özellikle hizmet sektöründe serbest ticarete yönelik engellerin diğer ürünlere kıyasla üç kat daha yüksek oluşunu eleştirdi. Carney'e göre bu farkın ortadan kaldırılması ABD'nin bütçe açığının üçte birini, İngiltere'nin bütçe açığının ise yarısını kapatır. Carney İngiltere'nin ticaret sorunlarıyla tek başına karşı karşıya kalmasından daha az endişeli göründü ve ABD ile İngiltere'yi küresel bir finans sistemindeki denkler olarak betimledi.
G20 içindeki kriz sonrası mali reformlar, uluslarüstü kuralların ortak çıkarlar elde etmek için daha farklı, milli yaklaşımlara doğru nasıl "yeniden dengeleneceğini" gösteriyor.
Eğer bu sözlerde İngiltere'deki Brexit halk oylamasında ayrılma yanlılarının sözlerinin yankılarını duymuyorsanız, dikkatli bir şekilde dinlemiyorsunuz demektir. Carney'in yeni yaklaşımına göre Brexit yerel ve uluslarüstü yetkililerin rollerini yeniden dengelemeye yönelik bir model sağlıyor. Carney'e göre "bu açılardan, Brexit kısa ve uzun vadeli küresel hususları etkileyebilir." Carney bunun şüphesiz olumlu bir etki olacağına inanıyor.