TUİK bugün 3.çeyrek büyüme rakamlarını açıkladı ve Türkiye ekonomisi 2018'in 3. çeyreğinde %1,6 büyüme gösterdi. Verinin detaylarına ve 2. çeyreğe kıyasla yaşanan değişikliğe baktığımızda;
2. çeyrek büyüme %5,2 olurken mevsim ve takvimsel etkilerden arındırılmış büyüme endeksi %0,9 idi (revizyonla beraber güncel oran %0,6 oldu). 3. çeyrek büyüme ise %1,6; ancak mevsim ve takvimsel etkilerden arındırılmış büyüme endeksinde %1,1 azalma yaşandı.
Üretim yöntemiyle Gayrisafi Yurt içi Hasıla tahmini, 2. çeyrekte cari fiyatlarla %20,4 artarak 884 milyar 4 milyon 260 bin TL oldu. 3. çeyrekte ise cari fiyatlarla %21,8 artarak 1 trilyon 13 milyar 453 milyon TL oldu.
2. çeyrekte tarım sektörü %1,5 azaldı. Sanayi sektörü %4,3 arttı. İnşaat sektörü %0,8 arttı. Ticaret, ulaştırma, konaklama ve yiyecek hizmeti faaliyetlerinin toplamından oluşan hizmetler sektörünün katma değeri ise %8 arttı.
3. çeyrekte tarım sektörü %1 azaldı. Sanayi sektörü %0,3 arttı. İnşaat sektörü %5,3 azaldı. Ticaret, ulaştırma, konaklama ve yiyecek hizmeti faaliyetlerinin toplamından oluşan hizmetler sektörünün katma değeri ise %4,5 arttı.
2. çeyrekte mal ve hizmet ihracatı %4,5; mal ve hizmet ithalatı ise %0,3 arttı.
3. çeyrekte ise Mal ve hizmet ihracatı %13,6 mal ve hizmet ithalatı ise %16,7 arttı.
3. çeyrekte, hizmet, sanayi ve inşaat sektöründe 2. çeyreğe göre sert düşüş yaşanırken tarım tarafında ise toparlanma görüldü.
3. çeyrekte ihracatta hızlı yükseliş ithalatta da sert düşüş yaşandı.
2. çeyrekte %4 üzerinde büyüme gösteren yatırımlar . çeyrekte %3,8 daralma yaşadı.
2. çeyrekte %6,4 artan özel tüketim 3. çeyrekte %1,1 arttı.
3ç çeyrek rakamları net olarak gösteriyor ki Ağustos'ta yaşanan rekor döviz yükselişi tüm sektöre sirayet etti ve neticesinde üretim azaldı. İthalatta azalma olaması da yine üretimdeki azalmanın büyüklüğünü gösteriyor, çünkü üretim için gerekli olan ara mamul talebinde de sert düşüş var.
Hükümetin 'dengelenme' süreci dediği bu dönemde büyüme rakamları da beklentilerin altında kaldı ve yılın son çeyreğinde ise daralma ön görülüyor. Yıllarca %5-%8-%10-%11 gibi beklenti üzerindeki büyüme oranlarında üretim, tarım ve imalat tarafı zayıf kalırken inşaatta rekor yükselişler görüldü. Büyüme hedeflenirken içeriğin zayıf bırakıldığı dönemler geçirdik ve bugün ise üretime nasıl ihtiyaç duyulduğu umarız ki anlaşılmıştır!
Yılın 3. çeyreği ülke ekonomisindeki dengeleri oldukça sarstı ve önümüzde de büyüme tarafında düşük rakamlar göreceğimiz bir dönem var. Ancak önemli olan içeriktir, büyümeden feragat ederek 'yerli ve milli' politikası ile ülkede üretim desteklenir, yatırımlar geleceği olan ve gerçekten faydalı olan alanlara yönelirse hasar da sınırlı kalabilir.
Düşük faiz isteği ile faizler dünyanın en güçlü ekonomileri olan ABD, Japonya ve Euro Bölgesi ile kıyaslanıyordu. Bu önemli ülkelerden Almanya ve Japonya'da da 3. çeyrekte daralma yaşandı, ancak önemli olan her ne olursa olsun büyüme politikası değil üreterek ayakta kalabilme olmalıdır. Eğer bu ülkeleri kendimize örnek göstereceksek önce üretimle başlamalıyız sonra zaten faizler bizi üzecek seviyede olmayacaktır.