IşıkFX Haftalık Forex Bülteni 12.11.2018 - Brexit ve İtalya Bütçe Konusunda Kritik Bir Haftaya Giriyoruz!
ABD ara seçim sonuçlarının ve FED/FOMC toplantısından gelen kararların gündemde en üst sıralarda yer aldığı bir haftayı geride bıraktık. Başkan Donald Trump’a güven oylaması olarak da görülen seçim sonuçlarına göre Cumhuriyetçiler Senato’daki üstünlüğünü korusa da Temsilciler Meclisi’ndeki üstünlüğünü Demokratlara verdi. Sonuçlara yönelik açıklamalarda bulunan Donald Trump, bu durumu zafer olarak aksettirse de ortaya çıkan tabloya baktığımızda Trump artık iç ve dış politikada daha dengeli bir politika izlemesi gerekebilir. Özellikle Temsilciler Meclisi’nin Demokratların kontrolüne geçmesiyle birlikte Trum’ın, İran yaptırımları ve ticaret savaşları gibi konularda geri adım atma ihtimali küresel olarak Dolar tarafını zayıflatsa da ilerleyen süreçte Trump’ın ne şekilde adım atacağı daha belirleyici olacaktır. Ayrıca Trump’ın demokratlarla uyumu da önümüzdeki günlerde kilit rol oynayabilir. Merakla beklenen FED/FOMC bildirisinde ise beklenildiği gibi faiz ve politika kararlarında herhangi bir değişikliğe gidilmedi. Kademeli faiz artışlarının desteklendiği yinelenirken, kullanılan şahin tonlu ifadeler ara seçimler sonrası baskılanan Dolar varlıklarını güçlendirdi. Avrupa tarafında ise gündemde yine İtalya bütçe tartışmaları ve Brexit konusu vardı. Bütçe açığı konusunda AB ile İtalya arasında tartışmalar devam ederken Avrupa Komisyonu 2019 yılı İtalya bütçe tahminini yüzde 2.9 olacağını belirtti. Bilindiği üzere İtalyan hükümetinin yüzde 2.4’lük bütçe açığı kararına, Avrupa Birliği karşı çıkmış ve rakamın aşağı çekilmesi konusunda sert uyarılarda bulunmuştu. Bu hafta ise Avrupa Birliği Komisyonu’nun bütçe konusunda İtalya’ya verdiği süre doluyor. Bu konuda İtalya’nın geri adım atıp atmayacağı ya da AB’yi ikna edip etmeyeceği merakla bekleniyor. Bu hafta da İtalya bütçe konusu gündemde kalmaya devam edecektir. Brexit konusunda ise haftaya boyunca anlaşmaya yönelik olumlu yada olumsuz gelen açıklamalar Sterlin varlıkları üzerinde volatilite yaratmaya devam ederken hafta kapanışında İngiltere’nin Ulaştırmadan sorumlu Devlet Bakanı Jo Johnson’ın, önerilen bir Brexit anlaşması üzerine istifa etmesi Sterlin üzerinde sert satışlara neden oldu. Ayrıca Birleşik Krallığın dördüncü siyasi partisi konumunda olan Demokratik Birlik Partisi’nden, May’in mevcut durumdaki Brexit teklifini kabul etmeyeceklerine yönelik söylemleri de dikkat çekti. Bu hafta da yine anlaşmanın yapılıp yapılmayacağına yönelik gelebilecek açıklamalar kur tarafında volatilite yaratabilir. Bu hafta yine küresel gelişmeler ve lokal sorunlar takibimizde olacak. Ekonomik takvimde de yoğun bir hafta beklenirken özellikle ABD, İngiltere, Almanya ve Euro Bölgesi’nden gelecek enflasyon rakamlarının yanı sıra Almanya ve Euro Bölgesi büyüme rakamları fiyatlamalarda etkili olacaktır.
Yurtiçi tarafta ise enflasyon rakamları takip edildi. Yüzde 2.00 olarak beklenen Ekim ayı aylık TÜFE yüzde 2.67 ile tahminlerin üzerinde geldi. Yıllık bazda da öngörülerin üzerinde yüzde 25.4 olarak gerçekleşti. Üretici Fiyat Endeksi ise aylık bazda yüzde 0.91 artış yaşarken yıllık bazda ise yüzde 45.01 olarak sonuçlandı. Açıklanan rakamlar sonrası Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak; Eylül ayındaki fahiş fiyatlamaların enflasyona yansıdığını ancak en kötüsünün aşıldığını ve normalleşmenin enflasyonu etkileyen birçok alanda gerçekleştiğini söyledi. ABD ile olan ilişkilerde ise Türkiye’nin İran’a yönelik yaptırımlarda muaf tutulması ve özellikle ABD ara seçimlerine kadar Halkbank konusuna ilişkin pozitif söylemler kur tarafında TL lehine işlemlere neden oldu. Ancak ara seçimlerde Donald Trump’ın Temsilciler Meclisindeki üstünlüğünü koruyamaması ilerleyen dönemde sıkıntı yaratabilir. Türkiye ile ABD arasındaki yakınlaşma neticesinde Halkbank’a yönelik cezanın kaldırılması gündeme gelmişken artık Demokratlardan da bu konuda onay alınması gerekebilir. Bu haftada ABD ile olan ilişkiler ve özellikle Halk Bankası konusuna ilişkin gelebilecek açıklamalar dikkatle takip edilmeli. Hafta kapanışına doğru Uluslararası Kredi Derecelendirme Kuruluşu Moody’s ve AB Komisyonu’ndan olumsuz yönde gelen raporlar ise TL’nin haftayı satıcılı geçirmesine neden oldu. Ayrıca FED toplantısından gelen sahin mesajlarda TL’yi baskılayan önemli unsurlar arasında yer aldı. Bu haftada yine bu gelişmeler ışığından fiyatlamalar takibimizde olacak. Önemli verilerin açıklanacağı haftada hükümet ve uluslararası kurumlardan gelecek açıklamalarda kur tarafında fiyat hareketlerine neden olabileceğinden dikkatle takip edilmesinde fayda görmekteyiz.
Hafta başında ortaya çıkan, Avrupa Merkez Bankası’nın yeni uzun vadeli refinansman operasyonları düşündüğüne yönelik haber akışları paritede geri çekilmeleri desteklerken, Avrupa Merkez Bankası Başkanı Mario Draghi’nin, parasal genişlemenin devam edeceğine yönelik söylemleri Euro varlıkları üzerinde baskıların sürmesine neden oldu. Bölgedeki lokal sorunların başında gelen İtalya bütçe konusu gündemdeki yerini kaptırmazken, konu hakkında hala daha bir konsensüs oluşturulamaması zaman zaman paritede aşağı yönlü etkilerini arttırmakta. Avrupa Birliği Komisyonu’nun bütçe konusunda İtalya’ya verdiği süreye (13 Kasım) kadar anlaşma sağlanamaması ise krizin kapısını iyice aralayabilir. Diğer yandan ticaret savaşları ile ilgili tehditler tekrardan yinelenirken, Alman hükümetinin ekonomi danışmanları büyüme tahminlerini, ABD ile bir ticaret savaşına ilişkin endişeler ve anlaşmasız bir Brexit olasılığı nedeniyle bu sene için yüzde 2.3’ten yüzde 1.6’ya, 2019 yılı içinse yüzde 1.8’den yüzde 1.5’e düşürdüler. ABD tarafına baktığımızda ise merakla beklenen ABD ara seçimlerinde Başkan Donald Trump’ın mensup olduğu Cumhuriyetçi Parti, Senato’daki üstünlüğünü korusa da Temsilciler Meclisi’ndeki üstünlüğünü kaybetti. Özellikle bu durum piyasa tarafında, Trump’ın; ticaret savaşları ve İran yaptırımları gibi küresel öneme sahip konularda daha fazla temkinli yaklaşabileceğine yönelik algıya neden olurken, seçim sonrası Dolar varlıkları aleyhine hareketlere neden oldu. Hafta sonuna doğru ise FED/FOMC kararları takip edildi. Banka beklenildiği gibi faizlerde herhangi bir değişikliğe gitmezken, kademeli faiz artışlarının devam edeceğine yönelik ifadelerin kullanılması paritedeki satış işlemlerini destekleyen bir diğer etmen olarak karşımıza çıkarttı. Bu hafta ise Euro Bölgesi ve ABD’den takip edilecek önemli ekonomik verilerin yanı sıra, İtalyan bütçe görüşmesi, başta Brexit ve ticaret savaşlarına yönelik haber akışları ve iki bölgeden tahvil getirilerinin durumları takip edilecektir. Teknik olarak baktığımızda ise 2017 Aralık ayında başlayan düşen kanal hareketi içerisinde seyrine devam eden paritede 4 haftadır satıcılı seyir gözükmekte. Özellikle 1.1300 desteği önemini korurken altında kalıcılık sağlanması en son 2017 Haziran ayında görülen seviyelere doğru bir hareketi doğurabilir. Yukarı tarafta ise 1.1370, 1.1410 ve 1.1445 dirençleri izlenebilir.
Geçtiğimiz hafta Türkiye’de enflasyon verilerini takip ettik. Yurt içi Üretici Fiyat Endeksi(Yİ-ÜFE) aylık bazda son 13 ayın en düşük artışını gösterirken, 8 aylık üst üste artış sonrası senelik bazda geri çekilme görüldü. Daha önemli olduğu için “Manşet” olarak adlandırılan Tüketici Fiyat Endeksi(TÜFE)’nde ise her iki skala için de artış devam ederken, senelik TÜFE’nin 2003 Temmuz ayından bu yana en yüksek seviyesini görmesi dikkat çekti. Merakla beklenen ve hükümet tarafından; muafiyet geleceği duyurulan ABD’nin İran yaptırımları konusunda ise ABD Dışişleri Bakanı Pompeo’dan resmi olarak teyit gelirken, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın vurgu yaptığı Halk Bankası sorununun çözümüne ilişkin olarak da Hazine ve Maliye Bakanı Albayrak’ın olumlu söylemleri; İran muafiyeti ile birlikte TL’yi güçlendiren unsurlardı. Keza, “Eşel mobil” sisteminin sona ermesi ile akaryakıt tarafında yaşanan düşüşlerin enflasyona yeniden yansımalarının olacağı beklentisinin yanı sıra gıda enflasyonun düşürülmesine yönelik daha kararlı çalışmalar yapılacağının da belirtilmesi de 5.30 seviyelerinin test edilmesini destekleyen unsurlardı. ABD tarafında merakla beklenen ve küresel anlamda da önem arz eden Kongre ara seçimlerinde Temsilciler Meclisi’nde çoğunluğu muhalefetteki Demokrat Parti’nin elde etmesi de küresel bazda Dolar’ı baskılayan unsur olarak karşımıza çıktı. Ancak, uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Moody’s ve AB Komisyonu’ndan Türkiye büyüme oranlarına yönelik negatif yönlü revizelerin gelmesi, ABD’de yapılan FED/FOMC toplantılarında sıkılaştırma adımlarının devam edeceğine yönelik söylemler ve yaklaşan iç borç itfasına yönelik belirsizlikle TL baskılandı ve 4 haftalık düşüş sonrası haftayı alıcılı kapattık. Bu hafta yine; Enflasyon, Suriye meselesi ve Halk Bankası konularına dair hükümet, ABD(Halk Bankası) ve uluslararası kurumlardan gelebilecek açıklamalar fiyatlamalar üzerinde etkili olabilir. Tahvil ihaleleri ve itfa sürecinin de takip edileceği haftada ayrıca, yurtiçi tarafta; Sanayi Üretimi, Cari İşlemler Dengesi ve İşsizlik Oranı, ABD’de ise; manşet enflasyon(TÜFE) verileri önemli olacak. Teknik olarak baktığımızda ise; Cuma günü 100 günlük hareketli ortalamanın direnç olarak çalışması sonrası kısmen geri çekilen kurda, buranın geçilebilmesi halinde; 5.5700, 5.6110 ve 5.6260 dirençleri takip edilebilir. Ağustos ayından bu yana süregelen düşen trendi kesen 5.6400-5.6650 bölgesinin geçilmesi halinde ise TL üzerindeki baskının ivmelenerek devam edebileceğini düşünmekteyiz. Kurda hafta içinde görülebilecek geri çekilmelerde ise; 5.46 seviyesinin altında kalıcı fiyatlamalar oluşması halinde TL için yeniden bir pozitif alana girilebilir ve 5.3000 seviyesi hedef haline gelebilir.
Brexit konusu gündemde kalmaya devam ederken geçtiğimiz hafta İngiltere Başbakanlık Sözcüsü James Slack tarafından önemli açıklamalar takip edildi. Slack: Mümkün olan en kısa zamanda bir Brexit anlaşması yapabilmek için çalıştıklarını ve Brexit müzakerelerinde iyi bir ilerleme kaydettiklerini ancak daha yapılacak çok işlerinin olduğunu belirtti. AB ve Kuzey İrlanda cephelerinden de benzer tonda açıklamalar gelirken, ay ortasına kadar Brexit metninin hazır olabileceği benzeri spekülasyonlarla zaman zaman Pound tarafında pozitif fiyatlamalar ön plana çıktı. ABD’de ise küresel anlamda takip edilen Kongre ara seçimlerinde, Senato’da; Trump’ın mensubu olduğu Cumhuriyetçi Parti çoğunluğu muhafaza ederken, Temsilciler Meclisi’nin kontrolünün muhalefetteki Demokrat Parti’ye geçmesi Trump eksenli sistematik risklerin azalacağı beklentisi ile küresel anlamda Dolar’ı zayıflattı. Ancak Perşembe ve Cuma günü gerek hükümet, gerekse AB ve Kuzey İrlanda cephesinden gelen çelişkili ifadeler Pound’da satış baskısına neden olurken, ABD Merkez Bankası(FED)’nın yapmış olduğu Federal Açık Piyasa Komitesi(FOMC) toplantılarında FED’in sıkılaştırma adımlarının devam edebileceğine yönelik gelen sinyaller de yeniden USD talebine neden olarak pariteyi aşağı yönlü baskıladı. Bu hafta ABD’de ve İngiltere’de; Tüketici Fiyat Endeksi(TÜFE) ve Perakende Satışlar dataları önemli olacak. Haber akışları olarak ise yine; Brexit, ticaret savaşları, İran yaptırımları, Merkez Bankaları(FED ve BOE) yetkililerinin açıklamaları gibi küresel ve lokal olarak önemli gelişmeler de takip edilecek. Teknik olarak ise; şuan için 1.2915 seviyesine yakın fiyatlanan paritede yeniden görülebilecek satıcılı işlemlerde 1.2860 seviyesi önemli olacak ve buranın kırılması halinde satıcılı işlemler derinleşebilir. 1.3020 seviyesi üzerinde görülebilecek GBP lehine işlemlerde ise; izlenebilecek direnç noktaları 1.3050, 1.3080, 1.3100, 1.3135 ve 1.3150’de olup, özellikle 1.3150 seviyesinin geçilmesi halinde 1.3300 bölgesi hedeflenebilir.
İran’a yönelik yaptırımların kademeli olarak devreye girmesinin yanı sıra bu hafta açıklanan stok ve ABD üretim datalarında görülen keskin yükselişler emtiayı baskıladı. Özellikle ABD’nin günlük üretimini 11.6 Milyon varile çıkarması ve hali hazırda pazarda İran Petrolü’nün de 6 ay daha var olma durumu bu endişeleri desteklerken, küresel ekonomik yavaşlama baskılarının da etkileri gözüktü. Ayrıca, ABD’nin Çin’e yönelik yeni ithalat vergilerini devreye alacağı yönündeki spekülasyonlar ile AB Komisyonu’nun Çin ve diğer önemli ülkelerin büyüme beklentilerini aşağı yönlü revize etmesi de ileriye dönük talep kaygıları ile satış yönlü işlemleri destekledi. Rakamlara baktığımızda ise API Ham Petrol Stokları 7 Milyon 830 Bin fazlalık verirken EIA petrol stokları ise 5 Milyon 783 Bin varil artış yaşadı. Diğer taraftan geçtiğimiz hafta ortalarında OPEC+ adlandırılan arz kısıntısı konsorsiyumunun 2019 yılında arz kesintilerini devam ettirip ettirmeyeceğine yönelik spekülasyonlar ise dikkat çekti. Zira bu durumun ilerleyen günlerden netleştirilmesi emtia tarafında toparlanma yaratabilir. Bu hafta ayrıca yine bu gelişmeler ışığında fiyatlamalar takibimizde olacak. Teknik olarak baktığımızda ise arz kısıntısı haberleri ile haftaya yukarı yönlü gapli açılış yaparak başlayan emtiada alış işlemlerinin devamında 71.50, 72.00 ve 72.75 dirençleri izlenebilir. Oluşabilecek geri çekilmelerde ise 70.95, 70.30 ve 70.00 destekleri bulunmaktadır.
ONS ALTIN
ABD ve Çin arasında tekrardan yinelenen ticaret savaşları konusu gündeme taşınırken, Ons Altın’da satıcılı bir haftayı geride bıraktık. ABD Başkanı Donald Trump: Çin ile ilgili yaşanan ticaret gerginliklerine yönelik; Pekin’in ticaret anlaşması yapmak istediğini ancak makul ve adil bir yaklaşım gerçekleştirildiği takdirde mutabakatın sağlanacağını, aksi halde anlaşmanın gerçekleşmeyeceği açıklamasında bulundu. Ticaret Bakanlığı da Çin’den ithal edilen kimi ürünlere yeni ek tarifelerini duyururken, İki dev ülke arasındaki sürtüşmeler ve net bir uzlaşının halen olmaması emtiadaki baskıları arttırdı. Diğer yandan haftanın en önemli olaylarından ABD ara seçimleri takip edildi. Demokrat Parti, sekiz yıl sonra Temsilciler Meclisi'nde çoğunluğu elde ederken senatoda ise Cumhuriyetçi Parti’nin üstünlüğü ile sonuçlandı. Böylece son 105 yılda sadece 5 kez görevdeki Başkan'ın ara seçimlerde Senato'da çoğunluğu kazanmayı başardığı görülürken, özellikle temsilciler meclisinin kaybedilmesi, Başkan Trump’ın politikalarında yaşanabilecek değişiklikleri gündeme getirdi. Seçim sonrası Ons Altın gibi güvenli limanlardan çıkış yaşanırken, pay piyasaları gibi daha riskli enstrümanlar tercih edildi. Öte yandan hafta sonuna doğru FED/FOMC kararları takip edildi. Banka beklenildiği üzere faizlerde değişikliğe gitmezken, toplantı sırasında kullanılan şahin ifadeler, Dolar varlıklarını pozitif yönde etkileyerek kıymetli metalde satış baskını arttırdı. Bu hafta ise başta ABD ve Çin’den gelecek önemli veriler takip edileceği gibi, ayrıca ticaret savaşları, tahvil getirileri ve Yuan kaynaklı hareketler de emtia fiyatlamalarına etki edebilir. Teknik olarak baktığımızda ise 1207 desteği önemini korumakta. Bu seviyenin altında kalıcılık sağlanması emtianın bir alt banda kaymasına neden olabileceği gibi 1182 desteğini tekrardan gündeme getirebilir. Yukarı tarafta ise 1239 uzun bir süredir geçilmezken, hafta içerisinde oluşabilecek yukarı yönlü işlemlerde hedeflenebilir. Şu anlık takip edeceğimiz destek seviyeleri ise 1207, 1202 ve 1190’da bulunmakta. Yukarı yönlü ataklarda ise 1216, 1220 ve 1226 dirençleri izlenebilir.
