Küresel piyasalar ABD seçimlerini fiyatlıyor ve anketlerde aday Biden’ın önde olması küresel risk iştahını da destekliyor. Bunun sebebi, Biden’ın Trump gibi sert bir dış politika uygulamayacağı ve özellikle ticaret savaşlarında da olumlu ilerleme sağlanacağı beklentisi. Bu nokta Türkiye özelinde S400 konusundaki risk Biden’la da devam edecek gibi görünüyor.
Geçtiğimiz haftayı hem teşvik paketinde hem de anketlerdeki durum ile yükselişle kapatan küresel piyasalar yeni haftaya da oldukça iyi başladı. Bugün Avrupa ve Asya endekslerinin tamamı yeşil, BİST 100 de yükselişe uyumlu %1 primle 1,177 puandan işlem görüyor.
Bu sabah yurt içinde açıklanan iki önemli veri ve merkezin yeni kararı takip edildi. İşsizlik oranı Temmuz’da da %13,4 olurken işsiz sayısı geçen yılın aynı dönemine göre 369 bin kişi azalarak 4 milyon 227 bin kişi oldu. Veri setindeki hesaplama açıkçası beklentilerimiz ile uyumlu değil, ancak işten çıkarmalardaki yasağın devam etmesi nedeniyle TÜİK’in hesaplaması bu.
TCMB’nin açıkladığı cari işlemler dengesi Ağustos ayında 4.63 milyar dolar açık verdi. Bu rakam Nisan sonrası aylık en yüksek açık olurken 12 aylık cari işlemler açığı 23.203 milyon dolar oldu. Resmi rezervlerde de Ağustos ayında net 7.602 milyon dolar azalma oldu. Cari açıktaki durum oldukça kötü ve hem açığın arttığı hem de rezervlerin azaldığı bu süreçte haliyle TL’deki kırılganlık da artıyor.
Bir diğer gelişme ise doğal gaz rezervlerine dair çıkan haberler. Karadeniz’de bulunan 320 milyar metre küp doğal gaz rezervinin 800 milyar metre küp olarak revize edileceği haberleri Cuma günü TL’deki hareketi desteklemişti. Hatırlarsak “müjde”nin beklenen rakamdan düşük olmasıyla fiyatlama TL negatif olmuştu, şimdi ise rezervin yüksek olduğu haberi var, ancak teyid edilmiş değil.
Merkez tarafından bugün bir sıkılaşma adımı daha geldi. TCMB, bankaların döviz cinsinden tesis edilen zorunlu karşılıkların mevduat/katılım fonu yükümlülükleri için tutulması gereken tutara kadar olan kısmı üzerinden uygulanan komisyon oranlarını yarı yarıya düşürdüğünü, TL cinsinden tesis edilen zorunlu karşılıklara ödenen faiz/nema oranlarını kredi büyüme koşulundan bağımsız, kredi büyüme koşulunu sağlayan ve sağlamayan bankalarda da 200 baz puan artırdığını açıkladı.
Bir taraftan cari açık artıyor, rezervler düşüyor, enflasyonun da bu ay itibariyle yükselmesi bekleniyor, diğer taraftan merkez sıkılaşma adımlarını hızlandırıyor. Sonuç? TCMB’nin hamlelerinin etkisi de haliyle çok sınırlı kalıyor. ÜFE’nin ardından TÜFE’de de etkisini Ekim ayı itibariyle göstermesi beklenen enflasyon TL’deki volatilitenin de devam etmesine neden olabilir, çünkü en önemli göstergelerin tamamında bozulma var ve tüm merkez bankalarının faiz indirdiği, parasal genişlemeye gittiği pandemi sürecindeki durum bizde kısa sürdü. Merkez hem yüksek oranda borçlanıyor hem faizi artırmak zorunda kaldı hem de bu adımlar mali tarafın YEP ve diğer ekonomik planlarla güven kaybettiği için etkisiz kalıyor.
Haftaya başlarken USD/TRY ve EUR/TRY tarihi zirve seviyelerden fiyatlanmaya devam ediyor.