Küresel riskler, negatif faizler, borsaların öngörülebilir olamaması hikayeleri 2016 başından bu yana altının güvenli liman özelliğini yeniden gündeme getirdi. Küresel çapta artan altın talebi, alternatif yatırım araçlarının ve rakip güvenli liman sayılabilen dövizlerin volatilitelerinin artışı da altına yönelimi hızlandırdı ve bu yönelim daha da devam edecek gibi görünüyor. Çünkü ABD dışındaki negatif faiz furyası ve bununla birlikte bir türlü güçlenemeyen tüketici güveni mevzusu güvenli limanlara parayı kaçırmaya devam edecek gibi görünüyor -ki FED faiz artışı için okadar da istekli değil, son zamanlardaki şahin açıklamalar bile dolar endeksine ahım şahım bir destek veremedi. Güçlenemeyen endeks kıymetli metale talebi kaçınılmaz kılıyor.
Bu yükselişin devamlılığını bize gösteren sinyallerden biri de altın gümüş ilişkisi diyebiliriz. Korelasyon katsayıları değişkenlik gösterse de doğru korelasyonu sayesinde çoğu zaman birbirinin öncüsü olarak gözlemlediğimiz bu çift şuan ne durumda teknik olarak inceleyelim.
Korelasyon eğrileri 2016 başından beri incelendiğinde hatırı sayılır bir ayrışma dikkati çekiyor, yılbaşından bu yana artışı %21 seviyelerinde seyreden altın eğrisi, %36 seviyelerindeki gümüş ile yakınlaşmak isteyecektir. Özetle altın fiyatlarındaki yükseliş oranında artış görürken gümüş fiyatlarındaki artış oranında gerileme görmemiz olasıdır. Başka bir tabirle altın yükselirken gümüş altın kadar yükselmeyebilir, bu da bize bir işlem stratejisi fırsatı sunmaktadır. Detaylarla sizleri boğmak istemiyorum ama özetle korelasyon fırsatı arayan yatırımcılarımız için ALTIN AL – GÜMÜŞ SAT stratejisi fırsat olarak karşımıza çıkıyor ve hedge opsiyonları için son derece kullanışlı görünüyor.
Bu noktada teyit için altın gümüş rasyosunu incelemek gerekirse;
2016 ilk çeyrekte zirve yapan bu oran üçüncü çeyrekte 2014 seviyelerine kadar hızla geriledi ve bu ayın başlarında yeniden toparlanmaya başladı peki bu oranın toparlanmaya girmesi ne demek? Yeniden 2015-2016 normallerine dönmek isterse 70 seviyelerinden 75 seviyelerine kadar yükseleceği anlamına gelir. Doğru korelasyonun bozulmadığı varsayıldığında, altın fiyatlarındaki yükseliş oranının gümüş fiyatlarındaki yükseliş oranından daha fazla olacağı veya gümüş fiyatlarında düşüş olacak ise altın fiyatlarının bu düşüşe nazaran vasat kalacağı manasına gelir. Özetle altının gümüşe oranla çok daha pozitif hava içerisinde olmasının beklendiği aşikar.
Öyleyse Altın Al – Gümüş Sat söyleminin teknik seviyelerini belirlemek gerek. Altın grafiğini mercek altına alırsak, en basit şekliyle;
İlk göze çarpan altın fiyatlarının sıkışmış olması ve bu sıkışma 1330 desteğinin altına inemedikçe ilk hedefin 1360 lar olduğunu ve kırıldığında yolculuğun 1390 civarlarına kadar yeniden çıkılacağını gösteriyor. Fibonacci bu yolculukta teknik durakları desteklemiştir ve 1334 1341 1351 olası kritik seviyeler olmuştur. 1351 direncinin kırılması simetrik üçgenin de son bulması ve yukarı baskının teknik olarak artması demek. Ayrıca 1375 üzerinde kalıcılık sağlanabilir ise bu yolculuğun 2014 ilk çeyreğinde yaptığı zirvelere yani 1390 lara uzanması anlamına gelebilir.
Peki gümüş teknik olarak bize neler söylüyor?
Haziran sonlarından itibaren 17.00 desteği ile yükselişe geçen gümüş 21.00 direncinden sonra yatay bir seyirdeydi ve 20.50 direncinden sonra düşen bir trende döndü. Kısa vadeli düşen trend, daha önce destek olarak çalışan 19.30 direncini geçmedikçe aynı eğimde devam edecek gibi görünüyor. Orta-uzun vadede ise yukarıda bahsettiğimiz temel ve teknik sebeplerden ötürü gümüş trendi yukarı doğru görünüyor ama tekrar hatırlatmak da fayda var bu yükseliş oranları altın kadar agresif olamayacaktır. Olası altın senaryomuzda 1390 lar test edilirken gümüş muhtemelen artış oranlarında altına yaklaşabilmek adına 21.50- 22.00 seviyelerini geçemeyecektir –ki bunun için ilk etapta kısa vadeli düşüş trendindeki 19.30-19.60 bandından kurtulabilmesi gerekmektedir.