Koronavirüs sebebiyle Hükümetler mali teşviklerle, Merkez Bankaları ise para politikası adımları ile bu tahribatı en aza indirmeye çalıştı. Dünya’da düşük enflasyon ve sıfıra yakın ya da negatif faiz yer alırken Türkiye gerek Dünya’da gerekse G20 ülkeleri içerisinde oldukça kötümser bir tarafta kaldı. Özellikle G20 ülkeleri içerisinde Arjantin’i saymadığımız zaman en yüksek faiz ve enflasyon oranına sahip ülke konumunda olmamız, 2021 yılına ilişkin atılması gereken adımların daha çabuk sonuca ulaşmasına yönelik sabırsızlıkları beraberinde getirmektedir.
- Türkiye Ekonomisine yönelik 2021 yılı dinamiklerinde Faiz ve Enflasyon teması ana başlık olarak kalmayı sürdürecek mi?
- Faiz ve Enflasyon teması dışında Türkiye’yi hangi konular meşgul edecek?
- Dünya 2021 yılını geçiş dönemi olarak görürken Türkiye bu sürece dâhil olabilecek mi?
- Dünya düzeninde Koronavirüs ile birlikte yaşanılan değişim Türkiye’nin lehine mi yoksa aleyhine mi dönüşecek?
Yukarıda yer verdiğimiz sorular eşliğinde Türkiye Ekonomisine yönelik genel düşüncelerime makalemizin kalan bölümünde aktaracağım. Ancak burada bir hatırlatma yapmak istiyorum. Türkiye’ye ilişkin beklentileri incelemeden önce Dünya’da neler oluyor, 2021 yılında Dünya Ekonomisinde hangi gündem maddeleri ön plandadır sorularının cevapları için hazırlamış olduğum yılın ilk makalesini (2021 Yılı Dünya Ekonomisine Yönelik Düşüncelerim!) incelemeyi ihmal etmeyiniz.
Söz konusu çalışmanın devamına ve raporun orijinal haline ulaşmak için kudretayyildir.com adresini ziyaret ediniz.