Dün 7,31 seviyesi altını test ederek 28 Ağustos sonrası en düşük seviyeyi gören USD/TRY kuru bugün %1 üzeri yükselişle 7,49 seviyesine yükseldi. Gelişen ülke paralarından bugün TL ve ruble dolar karşısında en çok düşüş yaşayan paralar olurken dolar göstergesi ise 90,0 seviyesi altında 2,5 yılın en düşüğünde işlem görüyor. Dolar kurunda kısa vadede 7,17, orta vadede 6,80 seviyesini önemli destek, 7,87 ve 8,05 seviyelerini de direnç olarak izleyeceğiz. Bu aralıklar günlük ya da haftalık işlem yapan yatırımcı için fazla olsa da kurdaki oynaklığın yüksek olduğunu unutmamak gerekiyor. Daha az risk için seviyelere de dikkat etmekte fayda var.
2020’de TL, döviz karşısında rekor düşüş yaşadı ve Kasım ayındaki kararlar sonrası kaybının bir kısmını sildi, ancak kur bazında baktığımızda dolar karşısındaki kaybı %25, euro karşısındaki kaybı ise %36’nın üzerinde. Pandemi nedeniyle dünya ekonomisinde olduğu içi ülkemizde de zorluklar yaşandı, lakin gerek para gerekse mali politikalar nedeniyle TL, en çok değer kaybeden para birimlerinden oldu. Kasım ayında yanlıştan dönülmesi sonrası son ayı toparlayarak geçiren TL varlıklara dair iyimserlik sürüyor. Bu iyimserlik içinde neler var:
-Para politikasının piyasalarda uyumlu sözde değil işlevde de sıkı olacağı beklentisi ki bunun içinde sadece faiz artımı değil, verilere ulaşılabilirlik, şeffaflık ve doğru iletişim de yer alıyor. İlk etapta bu adımları atan merkez için 2021, politikalara bağlılığın ve bununla orantılı güven sınavının verileceği bir yıl olacak.
-Mali politikalardaki sıkılaşma geriden geliyor, ancak faiz sonrası kredi genişlemesinin azalması olumlu ve istihdam odaklı vaatlere inanan piyasalar bu gelişmeleri de takip edecek.
-Ekonomi ve hukukta reform açıklaması çok konuşuldu, Cumhurbaşkanı Erdoğan bugünkü yeni yıl mesajında da özgürlük çıtasının yükseleceğini söyledi. Hukuk başlığı özellikle yabancı sermaye için son derece önemli ve söylemlerin karşılık bulması demek ekonomik olarak da toparlanma demek.
-ABD ile ortak çalışma haberi… Çavuşoğlu S-400 konusunda ortak çalışma kurulduğunu ve ilerleyen dönemde uzmanlar düzeyinde görüşmelerin de süreceğini açıkladı. Uzun zamandır fiyatlamalarda önemli risk olarak görülen bu konudaki her olumlu gelişme TL varlıklara da pozitif yansıyacaktır.
Bu başlıkların yarattığı beklenti ile TL, tarihi kaybını durdurdu, ancak bir de TL için halen son derece yüksek kalmaya devam eden riskler var ki bunların başında:
Enflasyon, cari açık, bankacılık sektörünün kredi genişlemesi nedeniyle yüksek borcu ve tahsilat sorunu, rezervler, işsizlik, AB ile gerginliğin sürmesi, Suriye meselesi geliyor. 2021’de ekonomik durum olarak en yakında enflasyon ve işsizlik oranını takip edeceğiz.
Enflasyonun yılı %14 üzerinde kapatması ve 2021’in ilk çeyreğinde de yüksek kalması bekleniyor. Bu da merkezin faizi biraz daha artıracağı anlamına geliyor ki yüksek faiz de sektörler için ayrı bir sorun. Büyüme üzerinde de baskı yaratacaktır.
İşsizlik aslında ülkenin uzun yıllardır en büyük sorunu, ancak enflasyon ve kura bağlı alım gücünün giderek azalmasıyla işsizlik artık bize ilk önemli sorun konumunda. Pandemide alınan kararlar nedeniyle rakamlar istatistiki olarak düşüş gösterse de aksine ülkemizde işsizlik oranı son yılların zirvesinde. 2021’de işsizlik oranı azaltmak ve yine istihdam sağlamak için neler yapılacağını takip edeceğiz. Bu konuda vaatler var, ancak vaatlerin gerçekleşmesi için de güce ihtiyaç var. Özel sektör ve teşvikler için yüksek faiz büyük engel oluşturuyor.
2021’de hem faizin yaratacağı zorlukları azaltmak hem kur, cari açık ve enflasyonu dengede tutmak hem de büyümeyi sağlamak… Hepsi bir arada çok zor olacak.
*Yazıda Türkiye üzerinden değerlendirme yaptık, ancak 2021 büyük ekonomiler için de çok zor geçecek. Lakin gerek büyük ekonomiler gerekse gelişen ekonomiler içinde Türkiye’nin riskinin daha fazla olmasının en önemli nedeni enflasyon. Pandemi nedeniyle uygulanan politikaların devam eden süreçte enflasyon yaratması bekleniyor ve ülkemiz bu döneme zaten yüksek olan enflasyonla gireceği için elbette zorluklar daha fazla olacaktır. Bu noktada güven en önemli nokta olacak. Göstergelerde bozulma olsa dahi düzeleceği algısını yaratabilmek için politikalardan ödün vermemek ve kararlı olmak gerekiyor. Aksi durumda her vazgeçiş gerek yurt içi gerekse yabancı için diğer seçeneklere yüklenmek demek olacaktır ki bunu bu yıl döviz ve altın talebinde tekrar tecrübe ettik.
Şimdilik inanmak isteyen piyasalardaki bu umudun korunması şart.
Önce sağlık dedirten bir yılın ardından tebessümlü, umutlu ve barışın olduğu bir yıl olsun, iyi seneler sevgili okuyucu.