Bu hafta petrol piyasası için üç önemli gelişme yaşandı. Kısa, orta ve uzun vadede fiyatlar üzerinde etkileri olmalı.
1. Suudi Petrol Rezervleri
Suudi Arabistan petrol rezervlerinin üçüncü taraf denetiminin resmi sonuçlarını yayınladı. Petrol danışmanları DeGolyer ve MacNoughton’a göre, Krallığın petrol rezervleri 263,1 milyon varil seviyesinde (bu rakamlar Suudi Arabistan’ın Kuveyt ile paylaştığı tarafsız bölgedeki petrol payını içermiyor).
Bu bilginin ortaya çıkması, iki sebepten önemli. İlkin, Suudi Arabistan’ın kendi raporladığı rezervlerin temelsiz olduğuna yönelik şüpheciliği kanıtlıyor. Açıkçası Suudi Arabistan, kendi petrolünün geri kazanılabilirliği ve boyutu ile ilgili kamuyu yanıltmadı.
İkinci olarak da Suudi Arabistan bu bilgileri, ikinci çeyrek esnasında Aramco tarafından planlanan tahvil satışı öncesinde paylaşmayı tercih etti. Bu satış, Aramco’nun Suudi petrokimya devi Sabic’i (SE:2010) satın alma planı için para toplamayı amaçlıyor. Suudi petrol bakanı Khalid al-Falih’e göre, tahvil satışları Aramco’nun kimi muhasebe rakamlarının yayınlanmasını da içerecek. Resmi rezerv rakamlarının bu zamanda duyurulmasının, Aramco’nun tahvil arzını desteklemesi için dizayn edildiği aşikar.
2. İran Petrol İhracatı
ABD’nin sağladığı Büyük Azaltım Muafiyetleri’ne (SREs) göre, Aralık 2018’in ön verileri, İran ihracatının beklenilen aralıkta olduğunu gösteriyor. Bilakis, İran’ın Aralık ayı ihracatı beklentilerin biraz altında. ABD’nin yeni yaptırım rejimi altında, İran'dan petrol ithalat edilmesin izin verilen sekiz ülkenin satın alabileceği petrol miktarı, günlük 950.000 varil.
Bu, SRE’lerini açıklamayan Yunanistan, İtalya ve Tayvan’ı içermiyor. TankerTrackers.com’a göre, İran petrol ihracatı Aralık ayında günlük yaklaşık 942.000 varil ile izin verilen miktarın altındaydı. Hindistan, Çin ve Türkiye’ye yapıldığı bilinen ihracat, onların SRE kotalarının altında. Bununla birlikte, günlük 370.000 varil petrol, belirli bir hedef olmaksızın hala nakil halinde.
Yatırımcılar, İran’ın SRE alıcılarına yaptığı ihracatı, bu ülkelerin İran petrol alımını sürdürmek için lojistik engelleri aşabildiği ve ABD’nin hazırladığı tüm engellerin üstesinden gelebildiği kadar büyüyeceğini beklemeli. Aslında, Hindistan son zamanlarda İran petrolü için tamamen rupi ile ödeme yapmaya başladığını söyledi (önceleri rupi ve euro birlikte ödeme yapıyordu). İran, SRE politikasına bağlı olarak izin verilen İran ürünleri ödemesi için rupi kullanabilecek.
Elbette bu lojistikler ortaya çıktıkça, SRE’leri tamamen ortadan kaldırmak için Nisan ayında karar verebilecek ABD politikacıları tarafından yeniden değerlendirmeye alınacak.
3. Ek Bir Suudi Üretim Kesintisi mi?
Ham petrol fiyatları, Aralık ayındaki düşüşlerin ardından yükselişte.
Fiyatlardaki artış, ABD – Çin arasındaki ticari çekişmeye ilişkin olumlu gelişmeler ve OPEC üreticilerinin üretim kesintisi haberleri ile desteklendi. Daha da spesifik olarak, Suudi Arabistan’ın Ocak ayında ihracatını günlük 7,2 milyon varile düşürdüğünü ve Şubat ayında günlük 7,1 milyon varil daha kesinti yapacağını duyurması etkendi. Al-Falih, son OPEC toplantısında üretimi 10,311 milyon varile düşürme konusunda anlaşılmış olmasına rağmen, Suudi Arabistan’ın petrol üretimini zaten günlük 10,2 milyon varile düşürdüğünü söyledi.
Wall Street Journal, bir OPEC yetkilisinin Suudilerin 80 dolarlık fiyat hedefi olduğunu söylediğini raporladı. Bu belki Suudi Arabistan’ın 2019 bütçesine dayalı olarak görmek istedikleri fiyat olabilir, ancak şimdilik gerçekçi bir fiyat hedefi değil ve Suudi petrol bakanları bunu biliyor. Suudi Arabistan petrol üretimini taahhüt ettiğinden de düşürebilir, ancak bu piyasada daha fazla kesinti beklemeyin.
Suudi Arabistan, Çin alıcılarını hedefliyor ve Çin’e en büyük petrol tedarikçisi olarak yeni kazandığı statüsünü kaybetmek istemiyorsa, ihracatını belirli bir seviyede koruması gerekecek. Rusya ve Suudi Arabistan OPEC-OPEC dışı işbirliği çerçevesinde birlikte çalışıyor olsa dahi, gittikçe daralan Çin piyasasında rakipler.