Dolar yükseliyor, Euro yükseliyor. Bir başka deyiş ile TL sert değer kaybediyor.
Ülke gündeminde konuşulan yeni anayasa ve cumhurbaşkanlığı sistemi çerçevesinde (kısa dönemdir) sadece finansal okuryazarlık üzerine çalışmalar yapan yayın kuruluşları özeline indirgense de kur tartışmaları, biliyoruz ki Türkiye ekonomisinde her zaman önemli bir gösterge olmuştur kur. Yakın geçmişte "Dış Ticaret İstatistikleri" üzerine çıkarımlar yaparak paylaştığım analizlerde kur meselesinin cari açık ile baş edebilmek için bir tavır olabileceğini, fakat sonucunda ithalat rakamımızın yükselmediğini ve ek olarak ithalat seviyemizinde artarak cari açığımızın yükseldiğini vurgulamıştım. Görüşümü koruyorum. Ekonomik görünümümüze ek olarak bu analizde vurgulayarak bahsetmek istediğim konu işsizlik.
Kur tekrar taşınabilir risk seviyelerine gelmesi için, 2 yolumuz var.
1) Doğrudan yatırımlar ile dışarıdan iç piyasa döviz getirmek (kısa vadeli çözüm)
2) TL'ye olan güveni artırmak iç piyasada (uzun vadeli çözüm)
TL'ye olan güveni artırmak uzun vadeli bir çözüm. Çünkü reform ihtiyacı duyan bu bölüm, eğitim gibi, teknoloji üretmek gibi, sanayiinin desteklenmesi gibi, sağlık ve bilişim sektörlerinde öncü olmak gibi hemen çalışmalara başlanması gereken, meyvelerinin ise yakın gelecekte görülmesi zor olan ihtimaller. Bizim esas ihtiyacımız bu, yoksa mesele asla faiz falan değil. Bu konuya fazla girmek istemiyorum. Benim vurgulamak istediğim yükselen işsizlik. TL'ye olan güveni yükseltmek, kurum ve bireylerin borçlanmak maliyetlerini düşürmek, ülke içi refah seviyesini, huzuru artırmak istiyorsak bunu yüksek işsizlik ile beraber asla yapamayız. İşsizliği yüksek olan toplumlar ne eğitim ile ilgilenebilir, ne hukuk ile, ne sağlık ile. Mesele tamamen hayatta kalma üzerine kurulu, negatif bir düzen içeriğine dönüşür. Ekonomik olarak bu varsayımda işsizlik yüksek olduğu için iç talep düşer, büyüme düşer, bir sürü negatif etki.
Şu an bulunduğumuz durumda; Türkiye genelinde 15 ve daha yukarı yaştakilerde işsiz sayısı 2016 yılı Eylül döneminde geçen yılın aynı dönemine göre 420 bin kişi artmış durumda ve 3 milyon 523 bin kişi seviyesinde. İşsizlik oranı ise 1 puanlık artış ile %11,3 seviyesinde. TÜİK tarafından açıklanan bu veri ile tekrar konuyu güncelleyerek söylüyorum ki 2017 yılında en çok işsizlik konuşacağız.
USD/TRY GÖRÜNÜMÜ
Geçtiğimiz gün hazırladığım Dolar neden yükseliyor konulu videoya göz atabilirsiniz. https://www.youtube.com/watch?v=Lkrm5IstnHM
Herşeye rağmen, dolar tarafındaki hacimsiz ve hızlı yükseliş çok anlamlı gelmiyor. Piyasa elbet bir seviyede dinlenmek durulmak isteyecektir, fakat her yükseliş piyasadaki destek algısını daha yukarıya çekiyor, buda aynanın diğer yüzü. 3,50 seviyelerinde o seviyelerin tedirgin olduğunu konuşurken bugün 3,70 bandı üzerinde kalışları konuşuyor durumuna geldik. Her yükseliş, düşerse alırım denilen seviye algısını adım adım yukarı çekiyor.
İlk cümleyi tekrarlıyorum, herşeye rağmen, dolar tarafındaki hacimsiz ve hızlı yükseliş çok anlamlı gelmiyor. Ne değişti de temel anlamda piyasada, bu kadar sert alınıyor dolar? İşsizliğin yükseleceği, enflasyonun tedirgin edici olduğu bugünün meselesi değil. Burada sadece konuşulan yeni anayasa'nın piyasada belirsizlik yaratması ve TL riskini traderlara azaltma isteği uyandırdığı düşüncesinden başka ek dayanak bulamıyorum.
Özetle; kur bu belirsizlik ile beraber bir süre daha yükselecektir. 4,0 bandına kadar yükselebilir, fakat bu kadar sert ve hacimsiz yükselişi şimdilik karşı koyulamaz bulmakla birlikte çok anlamlı bulmuyorum.
Detaylı bir 2017 perspektifiyla USD/TRY analizi için; analizi okuyanları 22 Ocak 2016 Pazar günü saat 18:00'da İnvesting.com işbirliği ile yapacağımız webiner programına davet ediyorum.
Kayıt için: https://tr.investing.com/live-events/webinars/2017-perspektifinden-%E2%80%9Cusd-try%E2%80%9D-i%C5%9Flem-stratejileri-(b%C3%B6l%C3%BCm-2)-168
Serhat Yıldız
www.serhatyildiz.com