2015 yılını arkamızda bırakarak yeni yılın ilk haftasına girmiş bulunmaktayız. Bir kere daha değerli yatırımcılarımızın yeni yılını kutlarız. 2015 yılının finansal piyasalar açısında çok sert volatil hareketler eşliğinde geçtiğini söylemek yanlış olmayacaktır. Bu volatilitenin yılın geneline yayılmasına sebebiyet veren birbirinden önemli gelişmeleri maddeler halinde kısaca hatırlatalım:
- Küresel piyasaların birinci gündem maddesi FED'in yıl içerisinde faiz artırıp artırmayacağıydı. Bu noktada Haziran - Eylül ve Aralık ayları ön plana çıkmaktaydı. FED 2015 yılı içerisinde Haziran ve Eylül aylarını pas geçmiş, bunun yanında Aralık ayında 10 yıl sonra ilk faiz artırımını gerçekleştirmiş ve federal fon oranını 25 baz puan yukarı çekmişti. 2016 yılında FED'in faiz adımları yine gündemin birinci maddesinde yer alacağını vurgulayalım.
-FED harici diğer küresel merkez bankalarının attığı adımlar da dikkat çekiciydi. ECB aylık 60 Milyar euro değerinde varlık alımı programı açıkladı ve politika faizini %0.05 seviyesine çekti. Bunun yanında bankanın mevduat faizine de -%0.30 faiz uyguladığını da hatırlatalım. Japonya Merkez Bankası ( BOJ ) parasal genişleme adımlarına devam etmesine rağmen Japon ekonomisi hala istenilen düzeyin çok uzağında bulunuyor. Dolayısıyla her ne kadar BOJ'dan yeni bir parasal genişleme programına gerek olmadığına yönelik açıklamalar gelse de ekonominin kırılgan yapısı genişleme adımının güçlendirileceği beklentisi yaratıyor.
-Yurt içerisinde ise TCMB'nin para politikasına yönelik adımları bir hayli dikkat çekiciydi. Burada en önemli unsur TCMB Başkanı Erdem Başçı'nın parasal sadeleşme açısından FED'in faiz artırımını beklediklerini işaret etmesiydi. FED'in Aralık ayında faiz artırımına gitmesinin ardından bu sefer gözler TCMB'nin Aralık ayı PPK toplantısına çevrilmişti. Fakat bu toplantıda TCMB herhangi bir aksiyona gerek görmedi. Halbuki TCMB Başkanı Erdem Başçı FED'in faiz artırması sonucu parasal sadeleştirme politikası gereği faiz koridorunu politika faizi etrafında simetrik bir yapıda daraltacaklarını beyan etmişti. Banka bu hamleyi Aralık ayında gerçekleştirmemiş fakat Ocak ayına bıraktığına yönelik açıklamalarda bulunmuştu. Fakat bu politika için başka bir şart daha piyasalara sunmuştu. O da, FED'in parasal normalleşme adımlarının ardından görülen düşük volatilitenin devam etmesiydi. Dolayısıyla 19 Ocak tarihli PPK toplantısı bir hayli önemli olacaktır.
-Yut içi yatırımcıları derin endişeye sürükleyen ve yüksek belirsizlik ortamı yaratarak piyasalarda sert volatiliteye sebebiyet veren en önemli gelişmeler ise iki genel seçimin gerçekleşmiş olmasıydı. Bilindiği üzere 7 Haziran genel seçimlerinde mecliste grubu olan hiç bir parti tek başına iktidar olabilecek çoğunluğu sağlayamamıştı. Bunun üzerine koalisyon görüşmeleri gerçekleşmiş ve siyasilerden yapılan açıklamalar ile piyasalar yön bulmuştu. Koalisyonun kurulamaması ile 1 Kasım'da erken seçim yapılmış AK Parti bir kere daha tek başına iktidar olarak seçimden galip çıkmıştı. Böylece siyasi belirsizlik ortadan kalkmıştı. 2016 yılında gözler siyasi arenada olmaya devam edecek. Özellikle yeni anayasa ve başkanlık sistemi özelinde yapılacak açıklamaların piyasaları etkileme gücüne erişeceğine şahit olabiliriz.
-2015'de en FED faiz artırımı kadar konuşulan bir başka konu Çin'de gözlemlenen ekonomik zayıflamaydı. Öyle ki FED, Eylül ayında faiz artırımını gerçekleştirmemesinin sebebi olarak üstü kapalı bir şekilde Çin ekonomisini işaret etmişti. Çin'in aldığı para biriminde devalüasyon önlemi küresel piyasalarda sıkça tartışılmış ve volatiliteye sebebiyet vermişti. Çin'de 2015 3. çeyrek büyüme verisi %7 barajının altına gerileyerek %6.9 şeklinde açıklanmıştı. İthalatta ise %20'lik bir daralma meydana gelmiş. 2016 yılı içerisinde Çin ekonomisini takip etmeyi sürdüreceğiz. Sonuçta dünyanın en büyük emtia talep eden ülkesi... Bu ekonominin yavaşlaması durumunda sanayi ve enerji emtialarında sert gerilemeler yaşanmakta. Petrol fiyatlarının seyri açısından da Çin'in ekonomik durumu bir hayli önemli konumda bulunuyor.
-Petrol fiyatlarında zayıflama hareketleri 2015 yılında bir hayli dikkat çekiciydi. Ham petrol fiyatları bazında yıl içerisinde 62 dolar seviyeleri test edilse de yılı 37.00 dolar seviyelerin kapattı. Tabii fiyatlarda görülen bu sert zayıflama hareketine bağlı olarak petrol ihraç eden ülke ekonomilerine yönelik endişeler artmış durumda. Dolayısıyla bu ülke para birimlerinde geçtiğimiz yıl sert değer kayıpları meydana geldi. Yıl içerisinde tüm dünyanın gözünün petrol fiyatları üzerinde olmaya devam edeceğini düşünmekteyiz. Özellikle petrol ihraç eden ülkelerin ekonomilerine yönelik olumsuz söylem ve yorumların küresel çapta endişe kaynağı olması ile global çapta volatilite yaratma ihtimalini göz ardı etmemekteyiz.
-Suriye kaynaklı Orta Doğu'da yaşanan jeopolitik tansiyonun da finansal piyasaları bir hayli etkilediğini 2015 yılında yakından gözlemledik. Bu gerginliklerin 2016 yılında da devam edeceğine dair kuvvetli emareler bulunuyor. Özellikle Türkiye - Rusya arasında uçak düşürme krizinin yarattığı gerginlik devam ediyor ve kısa vadede son bulacakmış gibi de görünmüyor. Yıl içerisinde ülkeler arası tansiyonu artıracak gelişmelerin yaşanma ihtimali bir hayli kuvvetli durmakta. Zaten yeni yılı Suudi Arabistan ile İran arasında ki gerginlik ile karşılamış bulunmaktayız.
2015 yılının genelinde piyasaların odağında bulunan gelişmeleri kısaca hatırlattık. Tabii bu gelişmeleri çeşitlendirebiliriz. Bununla bir birlikte saydığımı bu gelişmelerin etkisinin 2016 yılında da sürmesini bekliyoruz. Bu hafta önem derecesi yüksek verilerin bulunduğunu not edelim. Özellikle hafta içerisinde ABD tarafında açıklanacak TDI verisi piyasanın tüm dikkatini kendisine çekecek. Ayrıca Çin kaynaklı data akışının da hafta içerisinde yoğun olduğunu ve bu dataların da es geçilmemesi gerektiğini vurgulamakta fayda var. Zaten haftaya Çin’den gelen Aralık ayına ilişkin Caixin PMI verisi ile başladık. Verinin 49.00 olan beklentilerin altında 48.2 olarak açıklandığını ve imalat sanayi de dalmanın hız kazandığını gözlemledik. Resmi imalat PMI verisi de 49.7 ile yine daralma bölgesinde bulunuyor.
Haftaya yılın ilk jeopolitik gerginliği ile başlıyoruz. Suudi Arabistan’da Şii din adamı Nimr’in idam edilmesi sonucu İran sert tepki gösterdi. İran’da bulunan Suudi Arabistan konsolosluğunun ateşe verilmesinin ardından ise Suud’lar İran ile diplomatik tüm ilişkilerin kesildiğini belirttiler. Her iki ülke de OPEC üyesi olması dolayısıyla bu gerginliğin ilk etkileri petrol fiyatları üzerinde hissedildi ve emtiada yukarı yönde hareketler hız kazandı.
Şimdi 2016 yılının ilk haftasına başlarken hangi gelişmeleri dikkatlice takip edeceğimizi belirtelim.
Gün İçerisinde: Yurt içi piyasaların odağında Aralık ayına ilişkin ÜFE ve TÜFE verileri bulunuyor. Ayrıca Türkiye PMI verisini de piyasanın takibinde olabilir. Küresel ölçekte ise PMI verilerinin takip edileceği bir gün yaşayacağız. Bu bağlamda Almanya, Euro Bölgesi, İngiltere ve ABD imalat PMI dataları bir hayli önem arz ediyor. Ayrıca Almanya tarafında açıklanacak olan öncü TÜFE datası da izlenecektir.
Salı Günü: İlk olarak Almanya işsizlik oranı verileri takip edilecektir. Bu datanın çok net bir etkisinin olmasını beklememekteyiz. Bun yanında İngiltere tarafında inşaat PMI verisi ile beraber Euro Bölgesi TÜFE verisi çok daha önem arz etmektedir.
Çarşamba Günü: Sabahın daha ilk ışıklarını göremeden Çin tarafında Caixin hizmet PMI verisi önemle izlenecektir. Küresel çapta hizmet PMI dataların yoğun olduğu bir gün olacak. Ayrıca ABD'de ADP verisi da bir hayli önemli konumda bulunacaktır.
Perşembe Günü: Data akışının bir miktar sınır olduğu bir gün ile karşılaşacağız. Almanya tarafında fabrika siparişleri ve perakende satışlar verisinin yanında yine Euro bölgesi sanayi üretimi ve perakende satışlar datası izlenecektir. Her perşembe olduğu gibi yine ABD'de işsizlik maaşı başvuruları verisi takip edilecektir.
Cuma Günü: Haftanın en önemli günü... ABD tarafında kritik Aralık ayına ilişkin TDI verisi açıklanıyor. Beklenti 200 bin olarak belirlenmiş durumda. Tabii ki her zaman olduğu gibi yine sadece TDI datasına odaklanmayacağız. Bunun yanında saatlik ücret artışı, iş gücüne katılım ve işsizlik oranı verileri de bir hayli önem arz etmektedir. Yalnız şunu belirtmekte fayda var ki; küresel piyasalarda FED'in Ocak ayında gerçekleştireceği FOMC toplantısında ikinci faiz artırımına gitmeyeceği beklentisi hakim. Dolayısıyla bu beklenti açıklanacak olan TDI verisinin etkisini sınırlayabilir. Buna rağmen ABD doları kaynaklı volatilitenin yüksek olmasını beklemekteyiz.
Cuma'yı Cumartesi'ne bağlana gece Çin'de Aralık ayına ilişkin TÜFE ve ÜFE verilerinin bulunduğunu da unutmamak gerekiyor.
EUR/USD Analizi
Yılın ilk işlem gününde paritenin 1.0830 desteğine kadar gerilediği görülüyor. Yalnız bu destek seviyesinin test edilmesi ile birlikte yukarı yönde hareketliliğin hız kazanması sonucu işlemlerin 1.0870 seviyesinin hemen üzerinde gerçekleştiğini görmekteyiz. Bu noktada 1.0870 seviyesinin üzerinde kalıcılığın sağlanması durumunda ilk olarak 1.0900 direncine doğru yükseliş hareketi meydana gelebilir. Şayet yukarı yönde hareketlerin hız kazanması sonucu 1.0900 direnci de aşılabilirse kısa vadede 1.0945 ve 1.0980 dirençleri izlenecektir. Paritenin 1.0870 eviyesinin üzerinde kalıcılık sağlayamaması durumunda ise bir kere daha 1.0830 ve ardından 1.0800 seviyeleri hedef olarak takip edilmelidir.
Ons Altın Analizi
1058 seviyelerinden başlayan yukarı yönde hareketin 1065 direncinde karşılandığını görmekteyiz. Gün içerisinde yukarı yönde hareketlerin devam etmesi için 1065 direncinin aşılmasını beklemek gerekiyor. Bu yönde bir fiyat oluşumu gerçekleşebilirse 1068 ve 1072 seviyelerine doğru yükseliş denemeleri söz konusu olabilir. Yalnız yukarı yönde hareketlerin ivme kazanabilmesi için 1082 seviyesinden başlayan düşen trendin direnci konumunda bulunan 1072 seviyesinin aşılması gerekmekte. Ons altın fiyatları üzerinde bu yönde bir hareket görülebilirse 1075, 1078 ve 1082 seviyeleri bir kere daha ön plana çıkacaktır. Aksi takdirde gerileme hareketi hız kazanabilir. Bu durumda saatlik grafikleri baz alırsak 21 periyotluk üssel ortalamanın geçtiği 1062 desteğinin aşağı yönde geçilmesi ile 1058 ve 1053 seviyelerine doğru geri çekilmeler görebiliriz.
USD/TRY Analizi
Haftaya 2.9300 direncine doğru yükseliş hareketi ile başladık. Bu noktada 2.9300 direncinin aşılıp aşılmayacağını dikkatle takip edeceğiz. Geçtiğimiz hafta da bu seviye iki defa test edilmiş ve bu hareketin ardından 2.9160 – 2.9050 seviyelerine doğru gevşeme hareketleri gözlenmişti. Bu durumda 2.9300 direnci aşılamaz ve bu seviyenin test edilmesi sonucu kar realizasyonlarının etkisini göstermesi durumunda bir kere daha ilk olarak 2.9160 desteği ve ardından 2.9050 seviyesi hedef konumuna gelecektir. Yalnız şunu önemle belirtelim ki gerilemenin hız kazanabilmesi için 2.9050 desteğinin aşağı yönde geçilmesi gerekmektedir. Aksi durumunda 2.9300 direncinin aşılması ve bu seviyenin üzerinde kalıcılık sağlanması durumunda 2.9430 – 2.9500 direnç bölgesine doğru hareket hız kazabilir.
GBP/USD Analizi
Paritede geçtiğimi haftadan bu yana gözlemlenen gerileme hareketinin devam ettiğini izliyoruz. Bu noktada 1.4800 desteğinin de aşağı yönde geçilmesi ile birlikte 1.4740 desteğine ulaşıldı. Her ne kadar bu seviyenin aşağısı test edilse de kalıcılık sağlanamadı ve bu sabah itibari ile işlemlerin 1.4740 seviyelerinin üzerinde devam ettiğini gözlemlemekteyiz. Bu durumda yukarı yönde olası tepki hareketinde 1.4800 seviyesi takip edilecek ilk direnç seviyesi konumunda bulunuyor. Şayet dört saatlik grafikleri baz alırsak 50 periyotluk üssel ortalamanın da 1.4800 seviyesine yaklaştığını görmekteyiz. Dolayısıyla 1.4800 direncinin aşılması paritede yukarı yönde hareketlerin ivme kazanmasını sağlayabilir. Bu durumda ise 1.4860, 1.4900 ve 1.4945 dirençleri hedef konumuna yerleşecektir. Bununla birlikte 1.4800 seviyesine doğru yukarı hareketleri tepki olarak nitelendirdiğimizi bir kere daha dile getirelim. Bu noktada 1.480 – 1.4740 seviyeleri arasında paritede güç kaybı görülebilirse 1.4740 desteğinin de aşağı yönde geçilme ihtimali gözlenecektir. Böylelikle 1.4630 ve 1.4570 destekleri hedef olarak izlenecektir.
USD/JPY Analizi
Bu sabah itibari ile gerileme hareketinin bir hayli sertleştiğini ve bu sayede 120.30 seviyesinin aşağı yönde geçilmesi ile işlemlerin 119.70 desteğinin hemen altında devam ettiğini görüyoruz. Bu durumda gerilemenin devam etme olasılığı yükselmiş durumda: Şayet 119.70 seviyesinin altında kapanışların oluşmaya başlaması ile birlikte paritede 119.00 ve 118.60 desteğine doğru gevşeme hareketleri gözlemlenebilir. Tabii paritede yaşanan bu sert gerilemenin önemli nedeni ise Suudi Arabistan ile İran arasında yaşanan gerginlik sonucu Asya yatırımcısının güvenli liman özelliği ile YEN’e talep göstermesiydi. Avrupa ve ABD piyasalarının açılması ile birlikte ABD dolarının YEN karşısında toparlanma ihtimalini de göz ardı etmiyoruz. Bu sayede 119.70 direncinin de aşılması sonucu 120.00 ve özellikle 120.30 direnci kısa vadede bir hayli önemli konumunda bulunuyor.
Ham Petrol Analizi
Suudi Arabistan ile İran arasında yaşanan gerginliğin petrol fiyatlarını etkilediğini görmekteyiz. İki OPEC üyesi ülke olma dolayısıyla petrol fiyatlarının bu iki ülke arasında ki tansiyon artışından etkilenmesi oldukça normal. Bu sayede 37.00 desteğinden başlayan sert yükseliş hareketinin 39.00 direncine ulaştığını görmekteyiz. Gün içerisinde 39.00 direnci aşılabilirse yükselişin hız kanma ihtimali kuvvetlenecektir. Bu sayede kısa vadede 40.00, 40.70 ve 41.00 dirençlerine doğru hareketlilik oluşabilir. Tabii bu yönde bir fiyat oluşumunun gerçekleşebilmesi için 39.00 direncinin üzerinde kalıcılık sağlanması gerektiğini ir kere daha vurgulayalım. Şayet 39.00 direnci aşılamaz ise kısa vadede 38.00 ve 37.00 desteklerine doğru kar satışları görülebilir. Bu noktada kısa vade içerisinde 37.00 desteğinin önem derecesi yüksek. Bu destek seviyesinin bir kere daha aşağı yönde geçildiği görülebilirse fiyatların yeniden 35.50 desteğine doğru gerileme ihtimali bir hayli artacaktır.