İngiltere Merkez Bankası (BOE) faiz oranını ve varlık alım programını değiştirmedi
BOE tarafında 2017 yılının ilk toplantısında faiz oranını yüzde 0,25’de sabit tuttu. Ayrıca 435 milyar Sterlin tutarında olan varlım alım programında değişikliğe gitmedi.
BOE toplantı karar metninde üyeler yüksek enflasyon için bekleyişlerini sürdürdüklerini belirtiyorlar. Özellikle, faiz oranı kararı konusunda esnek ibaresini kullanan Banka’nın açıklamaları, ücretlerdeki artışın beklenenden hızlı olması halinde faiz kanadında değişikliğe gidebileceği yönünde. Ancak tüketici harcamalarında meydana gelebilecek aşağı yönlü ivmelenme halinde faiz indirimi ihtimaline de değiniyor. Diğer taraftan Banka’nın, İngiltere ekonomisi büyüme tahminini 2017 yılı için yüzde 1,4 seviyesinden yüzde 2’ye yükselttiğini görüyoruz. 2018 yılı için ise beklentilerini yüzde 1,,5’ten yüzde 1,6’ya artırırken, 2019 yılı için ise yüzde 1,6’dan yüzde 1,7’ye daha ılımlı artış öngörülüyor. İşsizlik oranına baktığımızda ise tahminler yüzde 5 seviyesinden yüzde 4,5 seviyesine gerileyeceği yönünde. İşgücü piyasasındaki gevşekliğin ana nedeninin ise ücretlerdeki artış ile desteklenmemek olduğu belirtiliyor.
Ayrıca son birkaç ayda meydan gelen iç talepteki artış nedeniyle BOE’nin 2017 yılı için tüketim harcamalarına dair daha iyimser olduğu dikkatlerden kaçmıyor. Buna karşın raporda, zayıf Sterlin ithalat maliyetlerini artırarak ilerleyen dönemde hane halkının reel gelirine negatif etki edeceği öngörülüyor.
BOE Başkanı Carney yaptığı açıklamada, İngiltere’nin refahının en büyük belirleyicisinin AB ile olan ilişkilere bağlı olduğunu belirtti. Sterlin’deki değer kaybı enflasyon hedefinin aşılmasına yol açabileceğini öngören Carney, enflasyon hedefinin yakalanmasının ancak sınırlı bir dönem için geçerli olabileceğini belirtiyor.
SONUÇ
İngiltere Merkez Bankası’nın 2017 yılı ilk para politikası kurulu toplantısından beklentilerin aksine bir karar çıkmaması ancak raporda şahin bir takım söylemlere yer verilmesi ile Sterlin’in negatif etkilendiği görülüyor. Brexit sürecinin devam ettiğine değinen Carney, büyüme hedeflerinin yukarı yönlü revize edilmesinin risk algısının tamamen ortadan kaldığı anlamına gelmiyor olduğunu dile getiriyor. Özellikle büyüme rakamının beklenen seviyenin altında yavaşlaması halinde para politikasını gevşetmek için alan oluşacağı görüşü hakim. Ayrıca Carney, 2017 yılı için ilk etapta gözlerin tüketici harcamalarındaki artışa odaklanacağını belirtti. Enflasyon tarafı yüzde 2’lik hedeften uzaklaştıkça para politikası ekonomik görünümüne dair faiz oranı kararı senaryosu her iyi yönde gelişebileceği özellikle vurgulanıyor.