Geçtiğimiz hafta Amerika Birleşik Devletleri’nden (ABD) açıklanan tarım dışı istihdam verisinin beklentilerin altında kalması sonrası gelişmekte olan ülke para birimlerinin önemli ölçüde değer kazandığını görüyoruz. Peki, değer kazanım süreci devam edecek mi?
Gelişen Ülkelerde Pozitif Hava Esiyor
Türkiye’nin de içinde bulunduğu gelişen ülke para birimleri 2013 yılının Mayıs ayında FED’in yavaş yavaş para politikasında sıkılaştırma sürecine başlayacağını açıklaması sonrası büyük değer kayıpları yaşamıştı. 2013 yılının Mayıs ayından bu yana Lira % 63 değer kaybetti. Lira’nın değer kaybında seçim süreciyle artan politik risk de etkili olurken, ana belirleyicinin FED’in hamleleri olduğunu söyleyebiliriz. Tabii ki hangi parametrenin yüzde kaç Lira’nın zayıf görüntüsünde etkili olduğunu söylememiz zor. Ancak, ABD’den açıklanan verilerin şüphesiz etkileri büyük oluyor. ABD’nin sıkılaşma sürecine başlaması gelişen ülkelerden önemli miktarda fon çıkışına sebep oldu. Uluslararası Finans Ajansı yayınladığı raporda 2015 yılında gelişen ülkelerden yaklaşık 541 milyar $ değerinde fon çıkışı yaşanacağını tahmin ediyor. Fon çıkışının yaşanacağı ülkelerin başında Çin Halk Cumhuriyeti geliyor. Kuruluş, fon çıkışının temel nedeni olarak ise gelişen ülkelerin yüksek miktarda sahip olduğu döviz borcunu gösteriyor. Gelişmekte olan ülkelerin toplam borcu yaklaşık 18 trilyon $ ‘a ulaştığını görüyoruz.
İstihdam Verisi Pozitif Etkiledi
Gelişen ülkelerin genel görüntüsünün hala daha olumsuz olduğunu görebiliyoruz. Emtia ihraç eden ülkelerin başında gelen Brezilya, Güney Afrika gibi ülkelerde durum daha da kötü ancak geçtiğimiz haftadan bu yana hemen hemen tüm gelişen ülke para birimlerinin değer kazanıyor. Gelişen ülkelerdeki iyimser havayı, geçtiğimiz hafta ABD’den açıklanan istihdam verisine bağlayabiliriz. İstihdam verisi sonrası piyasalar, FED’in faiz arttırma ihtimalini 2016 yılına kaydırmaya başladı. Şuan piyasalar Aralık ayında FED’in faiz arttırma ihtimalini % 24 olarak görüyor. 2016 yılına belki de ötesine (başka bir yazımızda bu durum tartışılabilir) sarkan faiz arttırma ihtimali gelişen ülke para birimlerinde pozitif hava esmesine neden oluyor. Ancak, bu durumun çokta kalıcı olmayabileceğini söyleyebiliriz. FED’in Eylül ayı toplantısı sonrası yükselen emtia fiyatları Rus Rublesi, Güney Afrika Randı, Brezilya Randı gibi para birimlerin değer kazanmasında etkili oldu. Her ne kadar yükselen emtia fiyatları bizim gibi ithal eden ülkeler için olumlu olmasa da piyasaların şu sıralar o ilişkiye bakmadığını söyleyebilir ve Liranın da bu durumdan pozitif etkilendiğini görebiliyoruz. Fakat, gelişen ülkelerin sorunları çözülmüş değil ve kısa vade de çözülecek bir şey olmadığını söyleyebiliriz. Yüksek cari açık, zayıf büyüme, yüksek enflasyon süreci devam ediyor. FED’in sıkılaşma sürecinin 2016 yılına kayması gelişen ülkelerin bir miktar nefes almasını sağlayacaktır. Ancak, henüz gelişen ülkelerin dip seviyesinden dönüş yaşadığını söylemek için erken olduğunu söylemek mümkün.
USDTRY;
USDTRY paritesine baktığımızda, bayram günü kırılan rekor sonrası geri çekilme yaşadı. 3,07 seviyelerinden başlayan geri çekilme önemli destek noktaları olan 2,98 ve 2,9740 seviyelerini aştı. Mevcut durumda USDTRY paritesinde yaşanan geri çekilmeler 1 yıllık süreç içinde alım fırsatı olduğunu söyleyebiliriz. Ana trendlerde herhangi bir bozulmanın yaşanmadığını ifade edebiliriz. Paritenin bir miktar daha geri çekilme yaşaması mümkün. Ancak, 2,90 seviyesi önemli destek olarak takip edilebilir. Bu nokta yükselen paralel kanalın alt bandına geliyor. Lira adına yapılacak olumlu senaryolarda geri çekilmeler bu noktaya kadar olabilir. 2,90 seviyesine gelmeden tepkin gelebileceği diğer bir destek noktası olarak 2,9250 seviyesi izlenebilir. 2,96 seviyesinin üzerinde kapanışlar ise yeniden yükselişleri destekleyebilir.