(Suriye İnsan Hakları Gözlem Örgütü ve EDAM raporu ile yenilendi)
ANKARA, 14 Şubat (Reuters) - Başbakan Binali Yıldırım, TSK destekli Özgür Suriye Ordusu (ÖSO)unsurlarının katıldığı Fırat Kalkanı operasyonu çerçevesinde İslam Devleti (İD) için kritik önemde olan el Bab'ın büyük ölçüde kontrol altına alındığını söyledi.
Ancak kent içinde ortaya çıkabilecek çatışmalar ve kentin hemen güneyinde bulunan Suriye hükümetini destekleyen güçlerin ilerleyişi operasyonun devamında riskler yaratabilir.
TSK geçen haftadan bu yana kentin kritik noktalarında kontrolün ele geçirildiğini ve TSK destekli ÖSO unsurlarının ilerleyişinin sürdüğünü belirtiyor.
Bugün partisinin grup toplantısında konuşan Yıldırım da, "El Bab büyük ölçüde kontrol altına alındı... Tedbiri asla elden bırakmayacağız" ifadelerini kullandı.
Merkezi İngiltere'de bulunan ve ülkedeki iç savaşı sahadaki kaynaklardan izleyen Suriye İnsan Hakları Gözlem Örgütü ise İD militanlarının El Bab'ın kontrolünü hala elinde tuttuğunu belirtti.
Gözlem Örgütü, "El Bab'ın dış mahallelerinde ve kente giriş noktalarında İD ile Türk güçleri ve Fırat Kalkanı unsurları arasındaki çatışmalar sürüyor, ki bu bölgelerde Türk güçleri ve Fırat Kalkanı unsurlarının ilerleyişi görülüyor. Ancak İD hala el Bab'ın büyük bölümünü kontrol ediyor" değerlendirmesinde bulundu.
Fırat Kalkanı operasyonu kapsamında Cerablus, el Rai ve Dabık'ın kontrolü ele geçirilirken operasyonun en uzun ve zorlu bölümünü el Bab'ın kontrolünü ele geçirmeye yönelik operasyonlar oluştururdu ve TSK en fazla can kaybını da bu aşamada verdi.
El Bab'ın kontrolünü ele geçirmeye yönelik operasyonlarda geçen hafta kritik bir aşamaya geçildi ve TSK destekli ÖSO unsurları kente yukarıdan bakan ve kent merkezine doğru ilerleyebilmek için kritik olan bazı noktaların kontrolünü ele geçirdi.
EDAM RAPORU: "EL BAB KAPILARINDA TÜRKİYE"
İD ile yaşanan şiddetli çatışmalar neticesinde el Bab'ın kentin batısındaki Akil Dağı bölgesinin kontrolü ele geçirilirken, ÖSO unsurları kentin güneybatısındaki kilit bazı noktaların kontrolünü ele geçirmek için de operasyonlarını sürdürüyor.
Merkezi İstanbul'da bulunan düşünce kuruluşu EDAM tarafından hazırlanan "Türkiye El Bab Kapılarında" adlı rapora göre el Bab'ın kritik noktalarının ele geçirilmesinin ardından kent içine doğru ilerleyiş sırasında TSK destekli ÖSO unsurları için birkaç önemli risk bulunuyor.
Raporda, El Bab merkezinde büyük oranda "kent savaşı"nın gerçekleşeceğine dikkat çekiliyor ve İD'nin kent savaşlarında tanksavar silahlar gibi konvansiyonel silahlarla, intihar saldırıları gibi konvansiyonel olmayan saldırıları birlikte kullanılabileceği belirtiliyor.
Sivil nüfusun da olabileceği yerleşim yerleri içindeki kent savaşının risklerine rağmen TSK'nın özel kuvvetler ve elit kuvvetleri gibi güçleri de Suriye'de görev yapan personeline dahil ettiğini belirten EDAM raporu, kent savaşı için bunun isabetli bir tercih olduğuna dikkat çekiyor.
Rapora göre en önemli ikinci tehdit ise el Bab'a güneyden yaklaşan Suriye rejimine ait olan elit güçler. Rejim güçlerinin el Bab'ın güney girişine neredeyse sadece 1 km uzaklıkta olan Tadif'e ele geçirmek için bastırıyor.
El Bab'ı ele geçirmek üzere başlatılan operasyonların Suriye rejimi Tadif'i ele geçirmeden tamamlanmasının önemli olduğu belirtiliyor, aksi takdirde rejim güçlerinin de Tadif'den kent merkezine doğru saldırıya geçebileceği ve bunun rejim güçleri ile TSK destekli ÖSO unsurlarını doğrudan karşıya getirebileceği ve provokasyonların meydana gelebileceği belirtiliyor.
Raporda bu risklerle karşılaşılmaması için yapılabileceklere dair şu tavsiyede bulunuluyor: "Şüphe yok ki Türkiye'nin hem Rusya Federasyonu ile hem de ABD öncülüğündeki İD karşıtı koalisyonla eşzamanlı olarak işbirliğini sürdürmedeki diplomatik yeteneği, alandaki askeri ilerlemeyi güçlendirmek için kilit önemde olacak".
EDAM raporunda askeri ve jeostratejik açıdan Fırat Kalkanı operasyonuna katılan unsurların el Bab'da İD'yi yenilgiye uğratma açısından güneydeki rejim güçlerinden daha avantajlı olduğu belirtiliyor ancak bunun büyük ihtimalle Türkiye'nin Suriye'deki "terörle mücadele" adımları için bir son olmayacağı belirtiliyor.
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan da dün Bahreyn de yaptığı konuşmada El Bab'ın ardından Menbiç ve Rakka'ya yönelerek, koalisyon güçleri ile müşterek adımlar atarak en az 4,000-5,000 kilometrekarelik bir alanda güvenli bölge kurmayı hedeflediklerini söylemişti.