TCMB rezervlerinde haftalık artış: Döviz ve altın etkili oldu
Investing.com - ABD Başkanı Donald Trump, Cumartesi günü İran’daki üç önemli nükleer tesisin hedef alındığı hava saldırılarını resmen duyurdu. Operasyonda, B-2 tipi bombardıman uçakları tarafından "bunker buster" olarak bilinen Yığınsal Tahrip Edici Bombalar (Massive Ordnance Penetrator) kullanıldı. Hedef alınan tesisler İran’ın nükleer programının kilit bileşenleri arasında yer alıyor.
Trump, Pazar günü yaptığı açıklamada tüm nükleer tesislerde "anıt niteliğinde" hasar meydana geldiğini ifade etti. Ancak Genelkurmay Başkanı Orgeneral Dan Caine, saldırılar sonrası detaylı bir hasar tespit çalışmasının hâlâ sürdüğünü belirtti. Bu açıklama, saldırının sonuçlarına dair kamuoyunda hâlâ birçok sorunun yanıt beklediğine işaret ediyor.
Beyaz Saray: “Zenginleştirilmiş uranyum stokları vuruldu”
Beyaz Saray Sözcüsü Karoline Leavitt, Pazartesi sabahı “Good Morning America” programında yaptığı açıklamada, hava saldırılarının İran’ın zenginleştirilmiş uranyum stoklarının bulunduğu noktalara tam isabet sağladığından emin olduklarını söyledi. Leavitt, "Bu saldırılarla İran’ın nükleer silah üretme kapasitesi ortadan kaldırıldı.” ifadelerini kullandı.
Özellikle Fordo Nükleer Tesisi’nin durumu kamuoyunda en çok tartışılan konular arasında. Tahran’ın güneyindeki dağların altına inşa edilmiş bu tesis, ABD tarafından hedef alınan üç yapıdan biri oldu. Fordo’nun yer aldığı derin yeraltı yapısı nedeniyle buradaki zenginleştirilmiş uranyumun ne ölçüde etkilendiği konusunda soru işaretleri sürüyor.
Zenginleştirilmiş uranyumun akıbeti belirsizliğini koruyor
Fordo tesisinde bulunan zenginleştirilmiş uranyumun, saldırı öncesinde yerinden alınıp alınmadığı netlik kazanmış değil. Beyaz Saray, uranyum stoklarının söz konusu noktalarda bulunduğuna dair yüksek derecede güven duyduklarını ifade ediyor. Leavitt, “Başkan, bu konuda emin olmadan saldırıyı başlatmazdı.” diyerek operasyonun planlı ve veri temelli olarak gerçekleştirildiğini vurguladı.
Zenginleştirilmiş uranyumun nükleer silah yapımında kullanılabilme potansiyeli, operasyonun amacını küresel güvenlik bağlamında daha da önem kazanır hale getiriyor. Beyaz Saray sözcüsü, saldırı sonrasında İran’ın artık nükleer silah geliştirme kapasitesine sahip olmadığını ve dünya için tehdit oluşturamayacağını belirtti.
Operasyonun stratejik hedefi: İran’ın nükleer yeteneğini sıfırlamak
ABD yönetimi, saldırının sadece askeri değil, aynı zamanda stratejik bir amaca hizmet ettiğini savunuyor. İran’ın nükleer programıyla ilgili uluslararası endişelerin arttığı günlerde gerçekleştirilen bu operasyon, Washington’un İran’ın nükleer kapasitesine yönelik net bir kırmızı çizgi çizdiğini gösteriyor.
Beyaz Saray yetkilileri, Cumartesi günkü operasyonun ardından İran’ın nükleer silah üretimine dönük tüm hazırlıklarının etkisiz hale getirildiği görüşünde. Hasar tespit çalışmalarının tamamlanmasının ardından, operasyonun jeopolitik ve diplomatik sonuçları konusunda daha net analizler bekleniyor. Oval Ofis’in açıklamaları, yakın dönemde bölgesel ve küresel güvenlik politikalarında önemli değişiklikler olabileceğinin sinyallerini veriyor.