Investing.com - 2017 yılının sonlarına gelirken yıl içinde ülkemizde yaşanan önemli gelişmeleri kısaca hatırlayalım.
2017’nin ilk haftasında TL varlıklarda sert kayıplar yaşandı ve TCMB yabancı para zorunlu karşılık oranlarını tüm vade dilimlerinde 50 bp indirdi. TCMB’nin bu hamlesinin ertesinde USD/TRY kuru 3,94’ü aşarak rekor kırdı (11 Ocak 2017).
2017’ye oldukça yüksek volatiliteyle başlayan TL kurlarındaki ataklar devam ederken TCMB, politika faizini sabit tutarak GEÇ Likidite Penceresinde 100bp ve marjinal fonlama oranında da 75 bp faiz artışına gitti.
27 Ocak’ta uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Fitch, Türkiye'nin uzun vadeli döviz cinsi kredi notunu BBB- seviyesinden BB+ seviyesine indirdi ve not görünümünü durağan olarak belirtti. 15 Temmuz darbe girişiminin ardından kredi derecelendirme kuruluşları ülkemizin not görünümü ve kredi notunu indirmişlerdi. Fitch’in Ocak’taki kararı ile yatırım yapılabilir ülke statümüzü kaybettik.
2017 Ocak ayı TL varlıkların için yılın en zor ayıydı ve kur, Şubat ayından itibaren kademeli düşüşe geçti.
Mart ayında TCMB, GLP faiz oranını 75 bp artırarak %11,75 seviyesine yükseltti. Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Moody’s ülkemizin "Ba1" olan kredi notunu teyit etti, ancak not görünümünü ise durağandan negatife çekti.
İş adamı Reza Zarrab, ABD’de tutuklandı.
Nisan ayında TCMB, GLP faiz oranını 50 bp artırarak %12,25 seviyesine yükseltti. Bu süreçte USD/TRY kuru Nisan ayını 3,55 yakınında tamamladı ve Ocak’taki rekor yükselişinin ardından düşüşünü 3. aya taşıdı.
Mayıs ayında uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu S&P, Türkiye'nin yabancı para cinsinden kredi notunu BB, yerli para cinsinden notunu BB+ seviyesinde teyit etti ve not görünümünün negatif olduğunu açıkladı.
Haziran ve Temmuz aylarında TCMB, faiz oranlarında değişikliğe gitmedi. USD/TRY kuru Haziran’da 3,47’ye gerileyerek rekor sonrası en düşük seviyeyi gördü.
2017 ilk çeyrek büyüme %5 oldu ve birçok önemli kurum Türkiye’nin 2017 büyüme beklentisini yukarı yönlü revize etti.
Ağustos ayını sakin geçiren yurt içi piyasalarda hareketlilik Eylül itibariyle arttı. 11 Eylül’de 3,3885 seviyesine kadar gerileyen USDTRY kuru, bu dip seviyenin görülmesinin ardından kademeli yükselişe geçti. Yaşanan bu yükselişin ilk evresinde doların yıl içi bir faiz artışı beklentisi ile değerlenmesinin etkisi oldu.
TCMB, Eylül toplantısında da faiz oranlarında değişikliğe gitmedi ve USD/TRY kuru ay içinde 3,59 üzerinde atak gösterdi.
İlk çeyrekte %5 büyüme gösteren Türkiye Ekonomisi 2. Çeyrekte %5,1 büyüme gösterdi. Enflasyon ise (Ağustos ayı) %10,68 ile tekrar çift haneye çıktı.
Ekim ayında TL tarafında oldukça sert volatilite yaşandı ve bu volatilitede ABD ile yaşanan vize krizi etkili oldu. USD/TRY kuru serbest piyasada 3,80 üzerine atak gösterdi.
Ekim ayında aynı zamanda jeopolitik riskler de arttı hem Kuzey Irak hem de Suriye’ye sınır ötesi tatbikat düzenlendi. Enflasyon ise %11,20’ye yükseldi (Eylül ayı).
Kasım ayında enflasyon rakamları öncesinde açıklama yapan TCMB Başkanı Çetinkaya, enflasyonun Ekim’de sürpriz yaparak beklentilerden de yüksek gelebileceğini ifade etti ve yıl sonu enflasyon beklentilerini yukarı yönlü revize ettiklerini açıkladı.
Enflasyon, Ekim’de %11,90 ile son yılların en yüksek seviyesinde geldi. ABD ile yaşanan vize krizi, dolardaki değerlenme ve enflasyonun da rekor yükseliş göstermesi ile USD/TRY kuru Kasım’da 3,98’i; EUR/TRY kuru da 4,72’yi aşarak rekor kırarken diğer TL kurları, sepet kur ve Gram Altın’da da rekor seviyeler görüldü.
Kasım ayının sonlarında Reza Zarrab davasının başlaması ve Zarrab’ın davada tanık olarak itiraflarda bulunmasının Türkiye bankacılık sistemi üzerindeki olumsuz algısı çok kısa süreli oldu.
Aralık ayında, enflasyon %12,98 ile son 14 yılın en yüksek seviyesine çıktı ve piyasalarda TCMB’nin faiz artıracağı beklentileri arttı. Artan beklentilerle USDTRY kuru rekor seviyenin ardından hızlı düşüşe geçti. TCMB 14 Aralık’taki yılın son PPK toplantısında GLP faizinde 50 bp artış yaptı, piyasa beklentilerinin altındaki bu faiz artışı kurda kısa süreli yükselişe neden oldu.
Türkiye, 2017’nin 3. Çeyreğinde %11,1 büyüme göstererek dünyada en başarılı performansı gösteren ülke oldu. Ancak 2016’nın 3. Çeyreğindeki daralmanın ardından baz etkisiyle yaşanan bu yükselişte mevsimsel ve takvimsel etkiler arındırıldığında büyüme önceki çeyreğe oranla %1,2 oldu.
2017’yi tamamlarken Türkiye ekonomisinde en büyük sorunun enflasyon olduğu net görülmekte ve siyasi-diplomatik ilişkilerin de ekonomide son derece belirleyici olduğu görülüyor.
2017 yılı başında rekor yükseliş gösteren kur, yılın devamında 2016 yılı kapanış seviyesi olan 3,55’lere ve ardından 3,40 seviyesi altına geriledi, ancak son çeyrekte yaşanan dinamikler TL’nin bu yılı değer kaybıyla tamamlamasına neden oldu.
2018’de ekonomik kanatta takip edilecek en önemli gelişme hiç kuşkusuz enflasyon olacaktır ve enflasyonun baz etkisiyle Aralık-Nisan ayları arasında gerilemesi bekleniyor.