Investing.com - TCMB’nin hamleleri ile 4,45 seviyesine gerileyen kur, geçen hafta tekrar 4,77’ye yükseldi. Yeni haftaya da 4,70 üzerinde başlayan kur için Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek açıklamalarda bulundu. Şimşek, ‘Amerika'da faizler yükseliyor. Amerika Merkez Bankası, daha önce bastığı paraları şimdi piyasadan çekiyor, yani bilanço küçültüyor. Bunun üzerine Amerika'da bir vergi reformu yapıldı. Aslında vergi reformu demek, vergi indirimi. O da bütçe açığını artırdı. Artan bütçe açığını finanse etmek için Amerikan hazinesi daha çok dolara borçlanıyor. Bir taraftan Amerikan Merkez Bankası dolar likiditesini kısıyor, faizini yükseltiyor, bir tarafta ise Amerika hazinesi daha çok dolar talep ediyor. Bu da küresel dolar likitidesini olumsuz etkiyor. Yıl başından bu yana, dolar tüm para birimleri karşısında değer kazandı. Dolayısıyla birinci trend dış kaynaklı. Bu politika çerçevesinde ikinci faktör de Türkiye tabii petrol fiyatlarında artışta olumsuz etkilenen bir ülke. Yani Türkiye'nin gerek enflasyonu gerekse cari açığı, artan petrol fiyatları nedeniyle olumsuz etkilendi. Bu da yatırımcı beklentilerine olumsuz yansıdı. Üçüncü olarak tabii ki bir seçim arifesindeyiz. Tabii bu dönemde erken seçim kararı piyasalar tarafından olumlu karşılandı. Erken seçim kararı aldığımızda, piyasalar ilk anlamda çok önemli bir tepki verdi. Fakat ilginç bir zamanlama ile reyting kuruluşları, en azından bir tanesi, Türkiye'nin notunu düşürünce bu endişeler arttı. Bu piyasayı olumsuz bir havaya soktu. Para politikasının duruşuna ilişkin birtakım endişeler de vardı. İşte, maliye politikası acaba çok mu gevşer seçim öncesinde diye birtakım endişeler ortaya çıktı. Tabii biz bu endişeleri gideriyoruz. Dış kaynaklı küresel trendler bir kere herkesi etkiler. Ama Türkiye kaynaklı endişeleri biz giderdik. Merkez Bankası para politikasında normalleşmeye gittik. Merkez Bankası, çok güçlü bir tepki verdi. Politikayı sadeleştirdi. Çok net olarak şu anda hem içeride hem dışarıda takdir ediliyor. Oradaki endişeler giderildi. ‘
‘Maliye politikasına ilişkin endişelerde biz çıktık dedik ki bu yersiz, çünkü Ak Parti hükümetleri döneminde Türkiye'de 12 yerel ve genel seçim, cumhurbaşkanlığı, referandum yapıldı. Dolayısıyla bütün bunların sonucunda, Türkiye bütçe açığını her zaman kontrol altında tutmuştur. Türkiye'nin kamu borcu, milli gelire oranla yüzde 28 gibi oldukça düşük düzeydedir. Dolayısıyla bu noktada bir kaygıya gerek yok. Ak Parti iktidara geldiğinde yanlış hatırlamıyorsam 36 bakanlık vardı. Şimdi biz onları azalttık. 10 bakanlık daha da azaltılabilir mi diye bir çalışma var. Gerçekten bakanlık sayısı azaltıldığı zaman, her konuda kamu harcamaların kısılması demektir. Buna ilaveten bizim bir gelir reformu mecli'te bekliyor. O reformda vergiyi tabana yaymayı amaçlıyoruz. Birtakım imtiyazlar var, birtakım vergi istisnaları var, onları kaldırıp vergiyi tabana yaymasını sağlayacak mekanizmalar, şimdi bunun sayesinde kalıcı bir şekilde bu harcamayı telafi edebiliriz. Yani seçim vaatlerini telafi edebiliriz. O nedenle kamu maliyesiyle ilişkin endişeler yersiz, para politikaları endişesini giderdik. Dış kaynaklı tabii bu şok, o da büyük ihtimalle çok kalıcı olmaz."