Mart ayı BofA Merrill Lynch Fon Yöneticisi Araştırması’na göre, ABD Merkez Bankası’nın yılın ikinci çeyreğinde faiz artırımına gideceğine dair beklentiler artarken, küresel yatırımcılar ABD hisse senetlerinden büyük oranda uzaklaşmaya başladı.
Küresel varlık yöneticilerinin net yüzde 19’u ABD hisse senetlerinde gösterge altına inmiş durumda. Ocak 2008’den beri kaydedilen en yüksek değer olan bu sonuç, Şubat ayında yatırımcıların ABD hisse senetlerinde net yüzde 6 gösterge üzerinde oldukları düşünüldüğünde, aynı zamanda ciddi bir değişime işaret ediyor. Benzer şekilde, ABD hisse senetlerinin değerinin üzerinde işlem gördüğünü düşünen yatırımcıların oranı da Mayıs 2000’den beri görülen en yüksek değer olan net yüzde 23’e tırmanmış durumda.
Euro bölgesi ve Japon hisse senetlerine yönelik tahsislerde artış göze çarpsa da, yatırımcılar Avrupa’ya yönelik bu hareketin henüz yeni başladığının sinyallerini veriyorlar. Araştırmaya katılan şirketlerin net yüzde 63’ü, önümüzdeki yıl portföylerinde ağırlığını en çok artırmak istedikleri bölgenin Avrupa olduğunu belirtiyor ve bu, sorunun araştırma kapsamında ilk kez sorulduğu 2001 yılından beri alınmış en yüksek sonuç. Ocak ayında ise Avrupa’yı tercih ettiğini belirtenlerin oranı yalnızca yüzde 18 seviyesindeydi.
ABD hisse senetlerinden uzaklaşmanın da süreceği anlaşılıyor. Yatırımcıların net yüzde 35’i, ABD’nin önümüzdeki yıl portföylerinde en yüksek oranda gösterge altına inmek istedikleri bölge olduğunu belirtti bu, geçtiğimiz on yılda ABD hisse senetlerine yönelik en şiddetli düşüş beklentisi. Avrupa ve ABD’ye yönelik değerlendirmeler arasındaki uçurum da bu sayede yine rekor bir seviye olan 98 yüzde puana ulaştı.
Mart ayı araştırması, yatırımcıların Fed’in faiz artırımının olası tarihine yönelik tahminlerini daha da ileriye atmak yerine yakına çektiklerini gösteriyor. Faiz artırımının ikinci çeyrekte gerçekleşmesini bekleyen yatırımcıların oranı net yüzde 28’den yüzde 34’e yükselirken, faiz artırımının üçüncü çeyrekte gerçekleşeceğini düşünenlerin oranı ise geriliyor. Aynı doğrultuda, 2009 yılından beri ilk kez yatırımcıların (net yüzde 2), ABD dolarının değerinin üzerinde işlem gördüğünü düşündükleri göze çarpıyor.
BofA Merrill Lynch Araştırma Yatırım Baş Stratejisti Michael Hartnett, araştırmaya ilişkin açıklamasında, “Yatırımcılar, doların güç kazanmasının küresel ekonomi ve piyasalar için olumsuz değil, aksine olumlu bir gelişme olacağı konusunda hemfikir,” şeklinde konuştu. Avrupa Hisse Senedi ve Kantitatif Stratejisti Manish Kabra ise, “Avrupa hisse senetlerine yönelik artış beklentileri daha önce görülmemiş boyutlara ulaştı. Finansal sektör hisse senetlerine yönelik talepteki artış Avrupa nezdinde ekonomik büyüme beklentilerine işaret ederken geçen ayki sonuçlar ışığında Avrupalı ihracatçılara yönelik iyimserlik de artıyor,” değerlendirmesinde bulundu.
Küresel Fon Yöneticisi Araştırması, yatırımcıların enflasyon ve faiz oranlarındaki artış beklentilerinin hızla yükseldiğini ortaya koydu. Bu ay tüketici fiyatlarında küresel ölçekte artış bekleyen yatırımcıların oranı Ocak ayındaki net yüzde 14 ve Şubat ayındaki net yüzde 29’dan sonra artışı sürdürerek bu ay net yüzde 52’ye ulaştı. Küresel ekonomik politikaların sıkılaştırılması gerektiğini düşünen yatırımcıların oranı da giderek artıyor. Ekonomik politikaların fazla “canlandırıcı” olduğu görüşündeki yatırımcıların oranı, geçtiğimiz ayki net yüzde 26 seviyesinden bu ay net yüzde 34’e yükseldi.
Benzer şekilde, kısa ve uzun vadeli faiz oranlarında artış bekleyen yatırımcıların oranı da artıyor. Önümüzdeki 12 ay içerisinde kısa vadeli (üç aylık) faizlerin artacağına inanan yatırımcıların oranı Şubat ayındaki net yüzde 53 seviyesinden bu ay net yüzde 66’ya yükseldi. Aynı dönemde uzun vadeli (10 yıllık) faizlerde artış bekleyenlerin oranı ise net yüzde 57’den yüzde 63’e tırmandı.
Küresel ölçekteki yatırımcıların Avrupa’ya yönelik iyimser değerlendirmelerinin Avrupalı yatırımcılar arasında da yaygınlaşmasıyla, bölgedeki finansal hizmet kuruluşlarına yönelik tahsisler büyük ölçüde artmaya başladı. Geçtiğimiz ay Avrupalı yatırımcıların net yüzde 26’sı banka hisse senetlerinde gösterge altında bir konum izlerken, bu ay bu oran net yüzde 22 gösterge üzerine sıçramış durumda. Benzer şekilde, sigortacılık sektörü de Şubat ayındaki net yüzde 3 gösterge altı seviyesinden, net yüzde 31 gösterge üzerine yükseldi.
Şirket kârlılıklarının yeniden artacağına yönelik beklentiler oldukça yoğun. Bölgesel araştırmaya katılan yatırımcıların net yüzde 38’i önümüzdeki 12 ay içerisinde Avrupa genelinde şirket kârlılıklarında iki haneli artışlar bekliyor. Bu oran geçtiğimiz ay net yüzde 3 seviyesindeyken, Ocak ayında ise yatırımcıların net yüzde 43’ü aksi yönde görüş bildirmişti. Ayrıca, bölgesel araştırmaya
katılan şirketler arasında Avrupa ekonomisinin önümüzdeki yıl içerisinde güçleneceğini düşünenlerin oranı Şubat ayındaki net yüzde 81 seviyesinden bu ay net yüzde 88’e yükseldi.
Çin’in borç düzeyiyle ilgili akıllardaki soru işaretleri varlığını korurken, temerrüt riski yatırımcıların başlıca endişe kaynaklarından biri halini almış durumda. Çin’in temerrüt riski, jeopolitik krizin ardından şu an küresel piyasalardaki en önemli ikinci kuyruk riski olarak değerlendiriliyor. Temerrüt riskini en büyük risk olarak gören yatırımcıların oranı ise, geçtiğimiz ayki net yüzde 14 seviyesinden bu ay net yüzde 19’a yükseldi.
Buna ek olarak, küresel yükselen piyasaların hisse senetlerinde gösterge altına inen yatırımcıların oranı geçtiğimiz ayki net yüzde 1 seviyesinden net yüzde 11’e yükseldi. Küresel araştırmaya katılan şirketler arasında, küresel yükselen piyasaların önümüzdeki yıl portföylerinde en yüksek oranda gösterge altına inmek istedikleri bölge olduğunu belirten yatırımcıların oranı geçtiğimiz ayki net yüzde 63 seviyesinden yüzde 57’ye gerilemiş olsa da bu, halen araştırma tarihindeki en yüksek sonuçlardan biri olmayı sürdürüyor.