Investing.com — Trump yönetimi, Avrupa’dan ithal edilen ilaçlara gümrük vergisi getirmeyi değerlendiriyor. Bernstein analistlerine göre bu hamle, kısa vadede sektör için yönetilebilir riskler taşırken uzun vadede yatırım modellerini yeniden şekillendirebilir.
İsimsiz yetkililere dayandırılan ABD basın raporları, Başkan Donald Trump’ın "önümüzdeki iki hafta içinde" ilaç ürünlerine gümrük vergisi getirme niyetini açıklayacağını belirtiyor.
"Kurtuluş Günü" olarak adlandırılan paket başlangıçta ilaçları içermese de, yeni vergilerin zamanlaması, ilaç tedarik zincirlerinin ulusal güvenlik etkilerine ilişkin 232. Bölüm soruşturmasını takiben Mayıs ortasında harekete geçilebileceği yönündeki beklentilerle uyumlu görünüyor.
Avrupa ilaç firmaları ABD’de önemli bir varlığa sahip olup, toplam gelirlerinin yüzde 40 ila 60’ını Amerikan pazarında elde ediyorlar.
Bu şirketlerin çoğu ABD topraklarında üretim ve araştırma tesisleri işletiyor, ancak yurt içinde satılan tüm ilaçlar orada üretilmiyor.
Bernstein’a göre, düşük vergi bölgeleri olan İrlanda ve İsviçre, Avrupa’dan ABD’ye yapılan toplam ilaç ithalatının yaklaşık üçte birini oluşturuyor. Bu durum, gümrük vergilerinin bu ülkelerde üretilen ilaçları hedef alabileceği olasılığını artırıyor.
Bernstein analistleri, ABD satışlarının maliyetine yüzde 20’lik bir gümrük vergisi uygulanması durumunda, yüzde 50’lik doğal koruma varsayımıyla, büyük Avrupalı ilaç üreticileri için kazançlar üzerindeki etkinin düşük ila yüksek tek haneli rakamlarda olacağını tahmin ediyor.
Bu model, şu anda ABD satışlarının yarısını yurt içinde üreten Sanofi (NASDAQ:SNY) baz alınarak oluşturuldu. Yeni tahmin, daha önceki tahminlerden daha düşük. Önceki tahminler, gümrük vergilerinin üretim maliyetleri yerine toplam ABD satışları üzerinden alınabileceğini varsayıyordu.
Kapsam dahilindeki şirketler arasında, Novo Nordisk (NYSE:NVO) ve Novartis (SIX:NOVN), Novo’nun dar terapötik portföyüne rağmen gümrük vergisi risklerine en az maruz kalan şirketler olarak değerlendiriliyor.
GlaxoSmithKline (NYSE:GSK) ve Belçika merkezli UCB en fazla risk altında olan şirketler. UCB, ABD’de üretim tesislerinin olmaması nedeniyle özellikle savunmasız durumda.
Sektördeki şirket yetkilileri, artan maliyetleri Amerikalı tüketicilere yansıtmanın zor olacağını, bu nedenle fiyat artışları yoluyla potansiyel kayıpları dengeleme kabiliyetinin sınırlı olduğunu belirtiyor.
Kısa vadeli finansal etki sınırlı görünse de, uzun vadeli stratejik değişiklikler şimdiden başlamış durumda.
Değişen ticaret dinamiklerini öngörerek birçok firma yeni ABD yatırımlarını duyurdu.
AstraZeneca (NASDAQ:AZN), geçen Kasım ayında açıkladığı üçüncü çeyrek sonuçlarında ABD’ye 3,5 milyar dolar yeni yatırım yapacağını bildirdi.
Nisan ayında CEO’su, ABD’de satılan tüm önemli ürünlerin sonunda yerel olarak üretileceğini söyleyen Novartis, önümüzdeki beş yıl içinde Amerikan operasyonlarına 23 milyar dolar yatırım yapmayı taahhüt etti.
Roche, aynı dönemde araştırma ve üretime, yeni bir ABD merkezli üretim tesisi de dahil olmak üzere 50 milyar dolar yatırım yapmayı planlıyor.
Sanofi’nin mali işler müdürü de daha geniş bir stratejik planın parçası olarak yakında ek ABD yatırımlarının duyurulabileceğini belirtti.
Önerilen gümrük vergilerinin tam kapsamı henüz netlik kazanmasa da, Bernstein analistleri, sadece tehdidin bile Avrupalı firmaların Amerikan operasyonlarını genişletme planlarını hızlandırmaya yetebileceğini belirtiyor.
Zamanla, tipik olarak üç ila beş yıl süren yeni ABD tesislerinin inşası, yurt içi ilaç fiyatlarının yükselmesine de yol açabilir. Bu durum, büyük ölçüde denizaşırı üretime bağlı olan Amerikan ilaç şirketlerini de etkileyebilir.
Bu makale yapay zekanın desteğiyle oluşturulmuş, çevrilmiş ve bir editör tarafından incelenmiştir. Daha fazla bilgi için Şart ve Koşullar bölümümüze bakın.