Birleşik Krallık Hükümeti tarafından yürütülen “Finansal Hizmetlerde Türkiye-Birleşik Krallık İşbirliği” projesi kapsamında, PwC (PricewaterhouseCoopers) katkılarıyla hazırlanan “Türkiye Sermaye Piyasalarının Geleceği: Potansiyeli Açığa Çıkarmak” isimli rapor Birleşik Krallık Büyükelçisi Richard Moore’un evsahipliğinde kamu
kuruluşlarıa, sivil toplum örgütlerine ve iş dünyasına tanıtıldı.
Birleşik Krallık Büyükelçiliği rezidansında, Büyükelçi Richard Moore evsahipliğinde 2 Şubat 2016 Salı günü düzenlenen bir etkinlikle “Finansal Hizmetlerde Türkiye-Birleşik Krallık İşbirliği” projesi kapsamında, PwC katkılarıyla hazırlanan “Türkiye Sermaye Piyasalarının Geleceği: Potansiyeli Açığa Çıkarmak” isimli raporla ilgili paylaşımda bulunuldu.
Türkiye sermaye piyasalarının gelişimini hızlandırmak ve Katılım Bankacılığı, Sigorta, Emeklilik ile Varlık Yönetimi sektörlerine odaklanarak Türkiye’nin ekonomik büyümesine katkıda bulunmak için gerekli adımları tanımlamayı amaçlayan “Finansal Hizmetlerde Türkiye-Birleşik Krallık İşbirliği” projesi kapsamında hazırlanan
rapor ile Türkiye’nin sermaye piyasalarındaki geleceğine yönelik potansiyelini açığa çıkaracak öneriler sıralandı. Etkinlikte açılış konuşmasını yapan Birleşik Krallık Büyükelçisi Richard Moore, Türkiye’de sermaye piyasasının potansiyelini açığa çıkarmanın tek bir reçete ile mümkün olmadığını, rapor kapsamındaki önerilere ilişkin atılacak adımların bir bütün olarak uygulanmasının önemli olduğunu vurguladı.
Büyükelçi Moore, “Türkiye’nin İstanbul’u bir finans merkezi haline getirme arzusundan hareketle son yıllarda finansal hizmetler alanında güçlü bir diyalog geliştirdiğimize inanıyoruz. Projemizin bu diyaloğu daha da ileriye taşımak için güzel bir başlangıç olmasını umuyoruz. Önümüzdeki yıllarda bunu başka proje ve işbirliklerinin takip etmesi en büyük arzumuz. Biz, AB üyelik sürecindeki güçlü bir G20 ülkesi olan Türkiye’nin ekonomik gelişiminin ve kalkınmasının sadece Türkiye’ye değil, gelişmiş ve gelişmekte olan diğer ülkelere de önemli katkı sağlayacağını düşünüyoruz. Bu kalkınmayı daha da ileriye taşıma arzusunu içtenlikle paylaşıyoruz.” şeklinde konuştu.
Birleşik Krallık Finansal Hizmetler, Ticaret ve Yatırım Kurulu (FSTIB - Financial Services Trade and Investment Board) tarafından başlatılan çalışmalar kapsamında Türkiye öncelikli pazarlardan bir tanesi olarak belirlendi. Demografik yapısı ve coğrafi konumu gibi sebepler başta olmak üzere, kayda değer bir büyüme potansiyeline sahip olan Türkiye’nin ekonomik bileşenlerine bakıldığında gelişime açık bir tablo ortaya koyduğu gözlenen raporda, hisse senedi piyasaları ve borçlanma araçlarından alternatif yatırım araçlarına, faizsiz finanstan türev piyasalara kadar çeşitlenen bir yelpaze incelendi. Rapora göre, Türk sermaye piyasalarının, büyüme potansiyelini açık bir şekilde ortaya koyan sektörlerden biri olduğu anlaşıldı. Raporun sunumu sırasında dünya ekonomik büyüklüğünün %1’ine sahip
Türkiye’nin, portföy yatırımı anlamında küresel fonların yalnızca %0.1’ini çekebildiğini belirten Birleşik Krallık Büyükelçisi Richard Moore, Türkiye’nin aslında ne kadar ciddi bir potansiyele sahip olduğunun açıkça görüldüğünü vurguladı.
Türkiye’de sermaye piyasalarının potansiyelini açığa çıkarmak adına PwC’nin katkılarıyla hazırlanan raporda ortaya koyulan politika önerileri, Türkiye ve Birleşik Krallık’ta özel sektör ve kamu temsilcileri ile gerçekleştirilen görüşmeler sonucu elde edilen
bulgular ışığında hazırlandı. Ekonomik istikrar ve sürdürülebilirliğin sermaye piyasalarının gelişimi açısından bir ön koşul olarak ele alındığı raporda, sermaye piyasalarında talep ve arz ayrımında politika önerileri sunuluyor.
Sermaye piyasalarında karar mekanizması ve “İstanbul Finans Merkezi” projesine ilişkin alınması önerilen aksiyonların da politika önerilerinin başarısını artıracak yapıtaşları olduğu anlatılan raporda
bulunan önerilerin büyük kısmı hali hazırdaki kamu plan, program ve stratejileri ile paralellik içeriyor. setpage
Sermaye Piyasalarının Geliştirilmesine Yönelik Politika Önerileri
Ön plana çıkan başlıklar:
-Türkiye’de ithalata bağlılığın yüksek olması nedeniyle cari açık önemli bir sorun olmaya devam etmektedir. Bunun önemli nedenlerinden biri de tasarrufların düşük olmasıdır.
-Emeklilik yatırım fonu portföylerinin daha fazla oranda sermaye piyasası araçlarına yönlendirilmesi önerilmektedir.
-Finansal açıdan eğitim ve insan kaynağına yatırım yapılması önemlidir. Vergi teşviklerinin – tek başına- sermaye piyasalarını geliştirmeye katkısı sınırlıdır fakat sektörün potansiyelini açığa çıkarabilme gücüne sahiptir.
-Kamu fonlarının bir kısmının sermaye piyasalarına yönlendirilmesi bir diğer önemli noktadır. İşsizlik sigortası fonu, SGK, DASK, Yatırımcı Tazmin Merkezi gibi kamu fonlarının büyüklüğü önemli boyutlara ulaşmış durumdadır.
Danışmanlık firması PwC’nin katkıları ile hazırlanan “Türkiye Sermaye Piyasalarının Geleceği: Potansiyeli Açığa Çıkarmak” isimli raporda en dikkat çekici konulardan biri de “Katılım Bankacılığı ve
Faizsiz Finansmanın Geliştirilmesi” oldu. Faizsiz finans konusunda çalışmalar yürüten IBA (Institute of Business Administration – İşletmecilik Enstitüsü) verilerine göre,
Türkiye faizsiz finans ülke endeksine göre dünyada 12. sırada yer alırken, IFSB (İslami Finans Hizmetleri Kurulu) verilerine göre de küresel katılım bankacılığı içerisindeki payı %3.2 seviyelerindedir.
“Türkiye Sermaye Piyasalarının Geleceği: Potansiyeli Açığa Çıkarmak” raporunda, özellikle 62. Hükümet döneminde katılım bankacılığı ve faizsiz finansa yönelik önemli adımlar atılmış olduğu ve geleceğe yönelik ciddi hedefler belirlendiği vurgulandı. Ayrıca, Borsa
İstanbul’un liderliğinde ve İstanbul Finans Merkezi (İFM) platformu nezdinde bir faizsiz finans çalışma grubu oluşturularak politika önerilerinin belirlenmesi de önerildi.