Ece Toksabay / Gulsen Solaker
ANKARA, 11 Ekim (Reuters) - Ankara'da sendikalar ve sivil toplum örgütlerinin katılımı ile düzenlenecek "Emek, Barış ve Demokrasi" mitingine katılmak üzere gelenlerin toplandığı Ankara Garı önünde saniyeler arayla meydana gelen iki patlama sonucu en az 95 kişi hayatını kaybederken, Başbakan Ahmet Davutoğlu saldırıyı iki canlı bombanın düzenlediğine ilişkin "kuvvetli emareler" bulunduğunu belirtti ve cumhuriyet tarihinin en kanlı saldırısının ardından üç gün ulusal yas ilan edildi.
Cumartesi günü aralarında DİSK, KESK, TMMOB ve Türk Tabipler Birliği'nin de olduğu çok sayıda sendika ve meslek örgütü üyelerinin yanı sıra HDP'lilerin de katılacağı ve Ankara Sıhhiye'de düzenleneceği açıklanan mitinge katılacaklar sabahın erken saatlerinden itibaren Ankara Garı önünde toplanmaya başladı.
Binlerce kişinin bulunduğu alanda saat 1000'u geçtikten kısa bir süre sonra kalabalığın içinde şiddetli bir patlama meydana geldi, alandakiler panik halinde kaçmaya çalışırken ise yine çok yakın bir noktada ikinci bir patlama oldu.
Saldırı anına dair yayınlanan video görüntülerinde alanda halay çeken bir grubun hemen arkasında şiddetli bir patlama meydana geldiği görülürken, saldırının hemen sonrasında çekilen görüntülerde hayatını kaybedenlerin kanlar içindeki bedenleri ve yaralıları hastaneye götürmeye çalışanların büyük bir panik yaşadığı görülüyor.
Patlamanın ardından Başbakan Ahmet Davutoğlu ilgili bakanlar, MİT müsteşarı Hakan Fidan ve bürokratlar ile bir güvenlik zirvesi yaparken, ilk resmi açıklamayı da olay yerinde incelemelerde bulunan İçişleri Bakanı Selami Altınok, Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu ve Adalet Bakanı Kenan İpek yaptı.
Müezzinoğlu, "Yoğun yaralı trafiğinde ayaktan gelenler dışında şu anda hastanelerimizde 186 hastamız tedavi oluyor. Bunlardan 28'i yoğun bakımlarda, 18'i ameliyathanede tedavi ortamında. Olay yerinde kaybettiğimiz vaka sayımız ne yazık ki 62. Bize ağır yaralı olarak gelip de kaybettiğimiz vaka sayımız da 24" diyerek ölü sayısının 86 olduğunu açıkladı.
Dün akşam saatlerinde Başbakanlıktan yapılan açıklamada ise hayatını kaybedenlerin sayısının 95'e yükseldiği; yaralanan 246 kişinin tedavisinin devam ettiği, yaralılardan 48'inin durumunun ağır olduğu belirtildi.
CANLI BOMBA OLDUĞUNA DAİR KUVVETLİ EMARELER VAR
Saldırının ardından yazılı bir açıklama yapan Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, "Ankara'daki saldırıyı gerçekleştirenlerin amacı, farklı toplum kesimlerini birbirine düşürebilmektir.Bu konuda herkesi sorumlu davranmaya, dikkatli hareket etmeye, terörün yanında değil karşısında yer almaya davet ediyorum" derken hafta sonundaki programlarını ve Türkmenistan ziyaretini iptal etti.
Güvenlik zirvesinin ardından bir basın toplantısı düzenleyen Davutoğlu ise "Bu saldırı herhangi bir şekilde tek bir gruba, o mitinge katılan vatandaşlarımıza ya da herhangi bir siyasi topluluğa karşı değildir. Bu saldırı, ülkemizin bütününe karşı yapılmış bir saldırıdır" ifadelerini kullanırken, patlamalara ilişkin olarak ise şunları söyledi:
"Şu anda böyle bir saldırıyı yapma kapasitesine sahip görünen yapılar belli: DEAŞ, PKK, MLKP, DHKP-C ve tüm bu olabilecek potansiyel suçlu örgütlerle ilgili olarak da soruşturma kapsamlı şekilde yürütülüyor...Daha sonra elde edilen bulgularla, bu saldırının iki canlı bomba tarafından gerçekleştirildiğine dair çok kuvvetli emareler oluşmuş durumda."
Şu ana kadar saldırının sorumluluğunu üstlenen bir kişi ya da grup olmadı.
Saldırının ardından üç gün ulusal yas ilan edilmesine karar verildiğini açıklayan Davutoğlu, CHP ve MHP liderleri ile de görüşmeyi düşündüğünü söyledi.
Davutoğlu ve CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun bugün saat 1500'te bir araya geleceği açıklanırken, MHP lideri Devlet Bahçeli'nin Davutoğlu'nun görüşme talebini reddettiği açıklandı.
HDP Eşbaşkanı Selahattin Demirtaş ise saldırıdan sonraki ilk açıklamasında, "Diyarbakır mitinginde, Suruç'takinin tıpatıp benzeri ve devamı olduğu anlaşılıyor. Bilanço çok ağır" dedi ve "Arkasındaki güçler ortaya çıkar mı? Hayır. Çünkü karanlık güç yok. Aleni suç var. Suruç ve Diyarbakır gibi. İstihbaratın güçlü olduğu devlet bizi gece gündüz izleyen devlette bu bilginin olmamasının imkanı var mı? Çok acı bir durum ama mafyalaşmış bunu aleni şekilde uygulayan devlet anlayışıyla karşı karşıyayız...Bunu da hepsini de atlatacağız. Hukuk çerçevesinde hesap soracağız" diye konuştu.
7 Haziran seçimleri öncesinde HDP'nin Diyarbakır mitinginde meydana gelen patlamada 4 kişi, 20 Temmuz'da Suruç'ta Kobani'ye yardım götürmek üzere toplananların arasında meydana gelen patlamada ise 34 kişi hayatını kaybetmişti. Suruç saldırısını İslam Devleti ile bağlantıları olan bir kişinin düzenlediği açıklanmıştı.
Türkiye yaz aylarında Suriye'deki İslam Devleti hedeflerini vuran koalisyona üslerini açtığını açıklamış, Ağustos ayı sonunda da İD'yi hedef alan hava operasyonlarına Türk uçaklarının da katıldığını duyurmuştu.
Davutoğlu ise basın toplantısında Demirtaş'ın açıklamalarına tepki göstererek, "Bugünkü terör saldırısında hayatını kaybeden vatandaşlarımızın acıları üzerinden bir iç savaş çağrısında bulunuyorsa, 'devletin, halkına yönelik suçudur' diyorsa ve halkı, devlete isyana teşvik ediyorsa, esas bunlar hukuken de millet vicdanında da sorgulanacak, yargılanacak, hükmü verilecek bir tutumdur" dedi.
Öte yandan saldırıdan birkaç saat sonra KCK'dan yapılan açıklamada seçimler öncesinde "eylemsizlik" kararı alındığı duyuruldu.
Çözüm süreci kapsamında gündeme gelen çatışmasızlık süreci 7 Haziran seçimlerinin ertesinde Temmuz ayında PKK'nın güvenlik güçlerini hedef alan saldırıları ve TSK'nın ülke içinde ve Kuzey Irak'ta PKK'ya yönelik operasyonlar düzenlemesi ile sona ermişti.
Bu süreçte çok sayıda polis ve asker PKK'nın saldırılarında hayatını kaybederken, Erdoğan düzenlenen operasyonlarda 2,000'den fazla PKK'lının öldürüldüğünü söylemişti.
Saldırının ardından Emek, Barış ve Demokrasi mitingini düzenleyen sendikalar ve meslek örgütleri 12-13 Ekim tarihlerinde iki günlük greve gitme kararı aldıklarını açıkladı.
SALDIRIYA TEPKİLER
Rusya'nın Suriye'deki askeri operasyonları ve Türk hava sahasına yönelik ihlallerinin gündemde olduğu bir dönemde gerçekleşen saldırıya çok sayıda ülkenin liderlerinden ve uluslararası kuruluşlardan da tepki geldi.
ABD Başkanı Barack Obama, Erdoğan'ı arayarak taziyelerini iletirken; Kremlin Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in Erdoğan'a taziyelerini ileten bir telgraf gönderdiğini duyurdu.
Fransa Cumhurbaşkanı François Hollande ve Almanya Başbakanı Angela Merkel'in saldırıyı kınayan açıklamaları yayınlanırken, NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg, BM Genel Sekreteri Ban Ki-moon, Avrupa Birliği Dış Politika Yüksek Temsilcisi Federica Mogherini ve AB Konseyi Başkanı Donald Tusk da saldırıyı kınayan açıklamalar yaptı.
(Haberi bildiren Tülay Karadeniz, Orhan Cosşkun, Daren Butler, Aslı Kandemir, Osman Orsal; Redaksiyon Aslı Kandemir)