Investing.com – Dolar Cuma günü pek çok majör döviz karşısında pek değişmedi ancak Çin’in merkez bankası yöneticisinin dövizin değer kaybetmesine izin verebileceğini ima etmesinin ardından yuan karşısında yükseldi.
ABD ekonomisinin Çin ve Meksika’yla artan vergi çekişmesinin baskısı altında ne kadar sakinleştiğini görmek için net bir işaret sunacak olan ABD işgücü piyasası raporu öncesinde, ticaret genel olarak dar aralıklarda seyrediyor.
Nisan ayında Alman endüstriyel üretiminde sürpriz bir düşüş olduğunu gösteren rapor sonrasında, euro 1,1267 dolardan işlem gördü. Fransa’nın Nisan ayı endüstriyel üretim verileri ve İtalya’nın perakende satışları da sabah yayınlanacak.
Amerikan Doları'nın diğer 6 majör döviz karşısındaki performansını ölçümleyen Amerikan dolar endeksi, 97,012’de etkin bir değişim yaşamadı.
Çin Halk Bankası yöneticisi Yi Gang Bloomberg’le yaptığı bir görüşmede yuan’ın kambiyo kuru ile ilgili olarak “hiçbir rakam diğerinden önemli değil” dedi ve analistler bu yorumdan merkez bankasının dövizin 7 doların altına düşmesini durdurmak için tüm yolları denemeyeceği anlamını çıkardı.
Bloomberg’in Ulusal Avustralya Bankası stratejisti Christy Tan’i alıntıladığı raporuna göre, “yuanın 7’yi kırma riski, gerilimlerin uzayacağı ihtimali ve ticaret savaşının artması ile birlikte yükseldi.”
Avrupa Merkez Bankası (ECB) son politika toplantısında incelikli bir mesaj gönderdikten sonra euro bir gün öncesine göre az bir değişim gösterdi. ECB ilk politika değerlendirmesindeki gelecek rehberliği ile faiz indirimini yine elemiş göründü ancak hemen ardından, ayrılacak olan Başkan Mario Draghi ekonominin yavaşlamaya devam etmesi durumunda – niceliksel gevşemenin devam etmesi de dâhil – bankanın hiçbir şeyi reddetmediğini tekrar etti. Değerlendirmeleri ile euronun ilk olarak elde ettiği getiriler anında tersine döndü.
Öte yanda, sterlin 1,2701 dolarda Perşembe gününe göre pek değişmedi. Piyasalar Yönetici Mark Carney’in Brexit’e yönelik belirsizliğin kalkmasıyla faiz artırımının hala bir seçenek olduğu değerlendirmelerine şüpheyle yaklaşmış olabilir. Öyle olsa bile bu değerlendirmeler Draghi’ninkilerden açıkça daha az güvercindi.