Investing.com — ABD Başkanı Donald Trump tarafından "Kritik Mineraller ve Nadir Toprak Elementleri Anlaşması" olarak adlandırılan yakın zamanda duyurulan ABD-Ukrayna mineraller anlaşması, Ukrayna’nın yeniden inşasını hedefleyen ortak bir yatırım fonu kurulmasına odaklanıyor.
Anlaşma kapsamında, ABD Ukrayna’nın kullanılmayan enerji ve mineral kaynaklarının geliştirilmesini destekleyecek ve elde edilen gelirlerin yarısı fona aktarılacak. Bununla birlikte, anlaşma mevcut gelirleri kapsamıyor ve herhangi bir açık güvenlik garantisi içermiyor.
Önemli bir nokta olarak, Trump’ın daha önce Ukrayna’dan doğal kaynakları üzerindeki kontrolü devretmesi talebi geri çekildi. Yatırım fonu her iki hükümet tarafından ortaklaşa yönetilecek ve önceki askeri yardımları geri ödemek için kullanılmayacak.
Bu yapı Washington’a Ukrayna’nın mineralleri için tercihli erişim sağlarken, bu rezervlerin gerçek ölçeği ve değeri sorgulanıyor.
Capital Economics bir raporda şöyle diyor: "Kısacası, Ukrayna’nın mineral zenginliğine ilişkin tahminler abartılı görünüyor."
Ukrayna Jeoloji Araştırmaları, ülkenin lityum, titanyum ve nadir toprak elementleri gibi kritik materyaller dahil olmak üzere küresel mineral rezervlerinin yaklaşık yüzde 5’ine sahip olduğunu iddia ediyor. Ancak bu rakamların doğruluğu konusunda şüpheler yüksek. Bu veriler Sovyet döneminden kalma eski bilgilere dayanıyor.
Capital Economics şunu belirtiyor: "Yaygın olarak kullanılan ABD Jeoloji Araştırması ve Enerji Enstitüsü, Ukrayna’yı kayda değer nadir toprak elementleri rezervlerine sahip olarak listelemiyor."
Ukrayna şu anda galyum, grafit ve titanyum üretiyor. Ancak bu kritik minerallerden elde edilen yıllık ihracat gelirleri 200 milyon doların altında kalıyor. Üretimi genişletmenin ekonomik yönü zorlayıcı.
Bir örnek olarak Novopoltavske sahası verilebilir. Burada nadir toprak elementleri ve fosfatlar, yüksek çıkarma maliyetleri nedeniyle 50 yılı aşkın süredir kullanılmadan duruyor.
Raporda şöyle deniyor: "ABD teknolojisine ve finansmanına daha fazla erişim, birkaç maden yatağını işletmeyi daha karlı hale getirebilir. Ancak önemli olan şu ki, maden geliştirmenin ekonomisi elverişsiz kalırsa, tahmini rezervlerin çoğu muhtemelen yeraltında kalacaktır."
Durumu daha da karmaşık hale getiren bir faktör, Ukrayna’nın bilinen mineral ve metal rezervlerinin yaklaşık yüzde 40’ının şu anda Rusya’nın kontrolündeki bölgelerde bulunması. Bu kaynaklar anlaşmaya dahil edildi, ancak erişim daha geniş barış müzakerelerine bağlı. Putin, muhtemelen ayrı bir anlaşmanın parçası olarak, Rusya’dakiler de dahil olmak üzere bu yataklara erişim sunma istekliliğini belirtti.
Stratejik açıdan, anlaşma küresel tedarik zincirlerinin jeopolitik rekabet tarafından yeniden şekillendirildiği bir dönemde ABD’nin Ukrayna’daki ekonomik çıkarlarını güçlendiriyor. Bu anlaşma, Washington’un kritik materyaller için Çin’e olan bağımlılığını azaltma yönündeki daha geniş çabasının bir parçası.
Capital Economics’e göre, "küresel ekonomi bölünmeye devam ederken, hammaddelere erişimi güvence altına almak ABD ve müttefikleri için kilit öncelik olacak."
Bu anlaşma ABD’nin Ukrayna’daki angajmanını güçlendirirken, firma anlaşmanın Rusya’nın müzakere pozisyonunu değiştirmek veya savaşı sona erdirmek için çok az şey yaptığı konusunda uyarıyor.
Bu makale yapay zekanın desteğiyle oluşturulmuş, çevrilmiş ve bir editör tarafından incelenmiştir. Daha fazla bilgi için Şart ve Koşullar bölümümüze bakın.