Sağlık sektörü, benim de yakın zamana kadar bir çalışan olarak içinde bulunduğum alan. Dinamikleri bildiğim ve aynı dili konuşabildiğim için de ayrıca bir ilgim var. Ancak bu sıralar ülkemizde de ABD’de de sağlık harcamaları çokça konuşulur oldu. Özellikle Amerikan sigortacılık devi United Health Group’un karşılaştığı davalar ve şirketin dev bir sosyal sigortalar kurumuna dönüşmesi, hem bu dev geminin hareket kabiliyetini kısıtlar oldu, hem de karlılıklar düşüşe geçti. United Health Group CEO’su Andrew Witty yaptığı açıklamada, "United Health Group, daha kapsamlı bir şekilde daha fazla insana hizmet vermek için büyüdü ancak beklentilerimizi karşılayamadı. Önümüzdeki yıllarda kendimizi iyi konumlandırmak ve %13 ila %16’lık uzun vadeli kazanç büyüme oranı hedefimize geri dönmek için zorlukları agresif şekilde ele alıyoruz." dedi. ABD’de sağlık konusu zaten bir bilmeceydi, şimdi sigorta şirketlerine olan az buçuk güven de yok oldu.
Ancak yine de dünyada her alanda olduğu gibi sağlık / biyoteknoloji alanında da bir devrim yaşanıyor. Tek bir enjeksiyon ile verilen kilolar, engellenebilen diyabet türleri, yine bir enjeksiyon ile yok edilebilen kanser türleri, bir kaç seneye piyasaya sürülecek Alzheimer aşıları, nesli 10 bin yıl önce tükenmiş kurtların yeniden hayata geçirilmesi, DNA yenilenmesi ve daha bir sürü şey. Hepsi bilim kurgu romanlarından fırlamış gibi. Ve muhtemelen bu ivme, insanoğlunu çok uzun yaşam sürelerine ya da ölümsüzlüğe götürecek.
Ancak bu noktada bu şirketleri biraz tanımak gerekiyor. Sağlık sektörü, savunma sanayi gibi kriz zamanlarında dimdik ayakta kalanlardan ama yanlış ellerde yukarıda bahsettiğim United Health Group’a dönüşüyor.
Eli Lilly ile başlayalım; Şu an Amerikan ilaç sektörünün yıldızı durumunda. Mounjaro isimli zayıflama ve tip2 diyabet ilacı, Danimarkalı Big Farma devi Novo Nordisk’in Ozempik’ine rakip oldu ve zaten Obezite ile mücadele eden Amerikan toplumunun yüzünü güldürdü. Tabii bu hisselere de yansıdı. Eli Lilly hisseleri on bir yılda %40 yükseldi. Ancak Avrupa’lı rakibi Novo Nordisk’e baktığımızda, Eli Lilly’nin çok daha iyi bir performans sergilediğini görebiliyoruz. Bunun başlıca sebebi ise, Ozempik’in Avrupa’da 40 Pound, Diyabet cenneti ABD’de ise 1200 Dolara satılmasıydı. Mounjaro ABD’de üretilmeye başlayınca Ozempik ABD’ye resmen giremedi ve Avrupa Diyabet nüfusu da Novo Nordisk’in daha büyük sıçrama yapmasına yetmedi. Yine de bu, “Karşı kıtanın obezini kazıklar gül gibi geçinir gideriz” stratejisi, Danimarka’lı Big Farma devi Novo Nordisk’in yüzünü kızartmaya yetmez. Danimarka devini de takipe almanızı öneririm.
Peki, sağlık sektöründe tıpkı Eli Lilly gibi başka kökten değişimci şirketler var mı? İşte tam da bu noktada J.P. Morgan harika bir yere değiniyor; Yaşlanan nüfus ve inovasyon kavramını harmanlayarak bir fırsat doğurabilirsiniz diyor. Dünya yaşlanıyor, 2030’a kadar 65 yaş üstü nüfus %20 artacak. Bu ne demek? Daha çok doktor, daha çok ilaç, daha çok hastane demek. Üstüne bir de yapay zeka ve gen terapileri geliyor. Sağlık sektörü adeta bir bilimkurgu filmini andıracak. Mesela, gen düzenleme teknolojileri yani CRISPR dediğimiz teknoloji şu an emekleme aşamasında ama şimdi bile nesli tükenmiş Ulu kurtları bu yöntemle yeniden yarattılar. İnsan, tanrı rolünü CRISPR teknolojisi ile oynuyor diyebilirim. 10 yıl sonrasını düşünebiliyor musunuz? Bu alanda hizmet veren şirketimiz ise, Crispr Therapeutics. Bu adamlar insan DNA’sının kurgu odasında çalışıyor. Merkezi İsviçre’de, ama kalbi ABD’de atan bir biyoteknoloji devi. Adından da belli olacağı üzere CRISPR teknolojisiyle gen düzenleme yapıyorlar. Yani, DNA’nın içindeki hataları bulup düzeltiyorlar, hastalıkları kökünden çözmeye çalışıyorlar. 2013’te kurulan şirket, Nobel ödüllü Emmanuelle Charpentier’in fikirlerinden doğmuş. İlk büyük gollerini 2023’te atmışlar: CASGEVY adlı ilaçları, orak hücre anemisi ve beta talasemi için FDA onayı almış. Bu, gen düzenlemede adeta bir devrim anlamına geliyor. Bunun haricinde belirli kanser türleri ve Alzheimer için de çalışıyorlar. Hisseleri ise, Son bir yılda %30-40 bandında dalgalanmış, şu an 39 dolar civarında geziniyor. 2024’te %340 getiriyle S&P 500’ün yıldızlarından olmuş, ama 2025’te biraz daha sakin bir tavrı var ki bu da çok normal. Bu hisse için 60’tan fazla analistin ortak hedefi 74 dolar, yani tam %90 yükseliş potansiyeli demek bu. Ben açıkçası orta-uzun vade yatırımcıların bu hisseyi görmezden gelmemeleri gerektiğini düşünüyorum ama kısa vade için riskler daha belirgin.
Peki nedir o riskler? Birincisi, regülasyonlar. ABD hükümeti, Ozempik’te olduğunu gibi artık ilaç fiyatlarını sıkı kontrol ediyor, bu da kârları baskılıyor. ABD’de ilaç fiyat reformu konuşuluyor, bunu göz önünde bulundurmakta fayda var. İkincisi, rekabet. Sağlık teknolojisi patladı patlamasına ama bu kez her yer yeni oyuncu doldu. Üçüncüsü, ekonomik dalgalanmalar. İsteğe bağlı harcamalar, estetik cerrahi, özel tedaviler vs. gibi operasyonlar ekonomik darlık zamanlarında düşüş gösterebilir. Ama J.P. Morgan, uzun vadeli düşünenler için bu sektörün hala cazip olduğunu belirtiyor ve portföylerde mutlaka olmalı diyor. Ben de açıkçası bu görüşe katıldığımı söylemeliyim. Dünya karışık, ama bu karmaşada gördüğünüz gibi bazı fırsatlar da var. Yine de günün sonunda herkesin kendi riski, kendi kararı.
Görüşmek üzere, esen kalın.
{{yt-SIlB18ipdyo|Sağlık Sektörü | S&P500 Yatırım Fırsatları}}