20 Ocak, yalnızca ABD için değil, dünya ekonomisi için de önemli bir tarih olacak gibi görünüyor. Donald Trump’ın göreve başlayacağı tarih, piyasalarda son günlerde giderek artan bir bekleyişin odak noktası haline geldi. Seçim kampanyası sırasında verdiği vaatler, küresel ticaret politikalarına dair sert çıkışları ve iç politikadaki radikal yaklaşımı, Trump yönetiminin ilk hamlelerinin piyasa üzerindeki etkisini merak ettiriyor.
20 Ocak tarihi iki farklı şekilde okumaya başladı desek yeridir: belirsizlik ve fırsat. Peki, Trump’ın göreve gelmesini beklerken piyasa nasıl hareket ediyor ve 20 Ocak’tan sonra bizi neler bekliyor olabilir?
Meraklı Bekleyiş
Trump’ın başkan seçilmesinden bu yana piyasalar boğa görünümünü koruyarak dikkatli bir şekilde hareket ediyor. Bu hafta aldığımız beklentiler dahilinde gelen TÜFE verisi ile ABD borsalarında sert pozitif hareketler gördükten sonra piyasa tekrar yatay-sınırlı negatif seyrine girdi. Seçim sonrası oluşan tarihi zirveleri test ettiğimiz rallinin ardından kısa bir mola verme eğiliminde görünüyor. Bunun birkaç nedeni var
- Politika Beklentileri: Trump’ın vergi indirimleri, altyapı harcamaları ve deregülasyon vaatleri, piyasalara belirli bir iyimserlik kattı. Ancak bu vaatlerin kapsamı hala bir muamma.
- Ticaret ve Dış Politika: Trump’ın Çin, Avrupa ve Meksika gibi büyük ticaret partnerlerine karşı daha korumacı bir tutum benimseyeceği düşünülüyor. Bu durum, ticaret hacimlerini ve şirket karlarını ciddi oranda etkileyebilir.
- Para Politikası: Fed, Trump’ın mali politikalarına nasıl bir yanıt vereceğini belirlemek için bekliyor. Daha gevşek bir mali politika, daha sıkı bir para politikasını gerektirebilir ve bu da faiz indirimlerini daha da erteleyebilir hatta artışlar gündeme gelebilir.
Göreve Geldikten Sonra Piyasanın Olası Tepkileri
Trump’ın göreve başlar başlamaz ilk imzalayacağı belgeler ve tavrı büyük ölçüde piyasanın yönünü belirleyecek.
- Vergi İndirimleri ve Altyapı Yatırımları: Eğer Trump, büyük ölçekli vergi indirimleri ve altyapı yatırımlarını hızla devreye sokarsa, bu piyasalarda yeni bir ralli başlatabilir. Özellikle inşaat, sanayi ve finans sektörleri bu gelişmeden doğrudan fayda sağlayabilir.
- Ticaret Politikaları: Korumacı ticaret politikaları, küresel piyasalar için ciddi bir risk unsuru. Çin ile yaşanacak bir ticaret savaşı, yalnızca ABD için değil, dünya ekonomisi için de olumsuz sonuçlar doğurabilir.
- Regülasyonların Azaltılması: Trump’ın bankacılık ve enerji sektörüne yönelik düzenlemeleri gevşetmesi durumunda sektörlerdeki şirket hisselerine olumlu yansıyabilir. Ancak uzun vadede bu, finansal istikrar açısından tartışmalı bir durum yaratabilir.
Ne Yapmalı?
Donald Trump’ın başkanlığı, hem fırsatları hem de riskleri beraberinde getiriyor gibi görünüyor. Kısa vadede piyasa, Trump’ın icraatlarına olumlu bir başlangıç yapacağına dair beklentileri fiyatlayabilir. Ancak uzun vadede, özellikle ticaret politikaları ve mali düzenlemeler konusunda atılacak tartışmalı adımlar, piyasalarda çalkantılara yol açabilir.
Bu dönemde temkinli bir iyimserlik içinde olmanın önemli olduğunu düşünüyorum. Özellikle 20 Ocak’tan sonra alınacak ilk sinyalleri dikkatle takip etmek gerekiyor. Piyasa Trump’ı bekliyor ama Trump’ın piyasa üzerindeki etkisinin ne kadar derin olacağını henüz kimse bilmiyor.