Ağustos 2018’de yaşanan kur şokunun ardından tüm ekonomik göstergelerde sert düşüş yaşandı ve ekonominin bel kemiği olan sanayi üretimi ise Eylül itibariyle daralmaya başladı. Göstergedeki en belirgin gerileme %10,0 ile Aralık ayında olurken 2019’un 8 ayında da gerileme devam etti. Eylül’de ise sanayi üretimi göstergesi, bir yılın ardından ilk defa pozitif geldi. TÜİK rakamına göre mevsim ve takvim etkisinden arındırılmış oran %3,2.
Sanayi üretimindeki değişim hem perakende satış hem işsizlik oranını doğrudan etkiliyor, bunu geçen yıl başlayan daralma ile net gördük. Eylül 2018’de sanayi üretiminde düşüş yaşanırken perakende satışlar da aynı ivmeyle daralmaya başladı ve işsizlik oranı %11’den %14’e çıktı.
Bugün açıklanan rakamlara göre perakende satışlar Eylül’de geçen yıla oranla %2,7 artış gösterdi. Sanayi üretiminin perakende satışları desteklediği görülüyor ve üretim haliyle sektöre de yansıyor, ancak işsizlik oranı bu zincirin en son halkası ve işsizlik oranına henüz yansıma olmadı.
İşsizlik oranı Ağustos’ta geçen yılın aynı dönemine göre 980 bin kişi artarak 4 milyon 650 bin kişi oldu ve işsizlik oranı 2,9 puanlık artış ile %14,0’e yükseldi. Rakamlara göre sadece bir yılda bir milyona yakın kişi işsiz kalmış ve en önemlisi ise genç nüfustaki işsizlik oranı, bu oran Ağustos’ta %27,4 oldu. Genç nüfustaki işsizlik oranının bu denli yüksek olması çok büyük bir sorun, çünkü gerek işgücü gerekse fikirsel olarak kıymetli olan genç nüfusun ülke ekonomisinde verimli olamaması bağımlılığı da sosyal sorunları da ekonomik ilerlemeyi de engeller- engelliyor!
Son ay itibariyle göstergelerde yaşanan iyileşmenin yılın kalanında ve 2020’nin ilk çeyreğinde devam etmesi durumunda işsizlik oranında gerilemeden bahsedebiliriz. Ancak sadece büyüme hedefli politikalar devam ettiği sürece riskler de yanı başımızda durmaya devam edecektir.