Çok değil bundan kısa bir süre önce ABD Başkanı Trump, Cumhurbaşkanı Erdoğan ile yaptığı görüşmede iki ülke arasındaki ticareti artırmak istediğini söylemiş Türkiye’yi hem mültecilere olan yaklaşımı hem de terörle olan mücadelesi konusunda takdir etmişti. Trump, şimdi ise hem ticaret ilişkileri askıya alma hem ek vergi uygulanması hem de siyasi yetkililere kısıtlama getirilmesi konusunda adım atılacağını açıkladı. Sebebi ise, Türkiye’nin Fırat’ın doğusuna başlattığı harekatı kendi belirlediği sınırlar dahilinde uygulamaması!
Türkiye, sadece ABD’ye değil Rusya ve AB gibi ülkelere de güvenli bölge konusunda çağrı yaptı, amaç ise hem Türkiye’nin hem de diğer ülkelere güvenlik tehdidi oluşturan terörü uzaklaştırmak hem de mültecilere yaşam alanı sağlamak. Ancak ABD, bu fikre ilk aşamada sıcak baksa da sonra vazgeçti ve yapılacak olası operasyonun da sınırlı kalmasını istedi, çünkü ABD, DEAŞ’la savaşılırken YPG/PYD’nin zarar görmesini istemiyor ve son açıklamada ise Türkiye’nin YPG/PYD ile yaşadığı çatışmanın DEAŞ’ı güçlendirdiğini gerekçe gösterdi.
ABD, son olarak Hazine ve Dışişleri Bakanlığı ile MSB Hulusi Akar, Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ve Enerji-Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Sönmez'e yaptırım uyguladıklarını açıkladı. Ayrıca Brunson sürecinde olduğu gibi çelik ithalatına olan vergiyi artırma ve ticari ilişkileri de zayıflatma yönünde adımlar atacağını belirtti.
AB ülkelerinden sonra Çin de Türkiye’nin operasyona son vermesi gerektiği konusunda açıklama yaparken Almanya’daki önemli firmaların ise yatırımlarını ertelediği yönünde haberler çıktı. Türkiye, yaşanan son gelişmelerin ardından kararlılık mesajını yineledi.
Gelinen noktaya baktığımızda ABD, Türkiye’yi kendi belirlediği alan dahilinde adım atmaya zorlamakta ısrarcı görünürken Türkiye ise kati şekilde reddederek geri adım atmayacağını söylüyor. Önemli rol sahiplerinden Rusya ve İran ise daha sakin ama nadostça duruyor.
Yaşanan bu siyasi ve jeopolitik gelişmelerde sürecin nasıl ilerleyeceğini kestirmek oldukça zor. Trump’ın tehdit ettiği yaptırımların bu kadarla sınırlı kalması ise en iyi olasılık, çünkü Türkiye, benzer yaptırımlara geçen yıl da maruz kalmıştı ve ilk şokun ardından artık piyasalar da bu kısma kadar sınırlı tepki verdi. Ancak özellikle ekonomik yaptırımların artması durumunda TL varlıklarda kayıplar hızlanabilir. Eğer 13 Kasım’da yapılacak görüşme öncesinde ABD’den sert adımlar gelirse fiyatlamalardaki oynaklık oldukça yükselebilir, böyle bir süreçte risk almamak ve stop seviyelerini geniş tutmakta fayda var.
Gündem sınır ötesi operasyon olsa da açıklanan verilere baktığımızda durum yüz güldürücü değil. TÜİK rakamlarına göre 15 yaş ve üstü işsiz sayısı 2019 yılı Temmuz döneminde geçen yılın aynı dönemine göre 1 milyon 65 bin kişi artarak 4 milyon 596 bin kişi oldu. İşsizlik oranı 3,1 puanlık artış ile %13,9’a çıktı. Aynı dönemde tarım dışı işsizlik oranı 3,6 puanlık artış ile %16,5 oldu. Genç nüfusta (15-24 yaş) işsizlik oranı 7,2 puanlık artış ile %27,1 olurken,15-64 yaş grubunda bu oran 3,2 puanlık artış ile %14,2 oldu. Sanayi üretimi ve perakende satışlarda da beklenenden fazla düşüş oldu.
Maliyet artıp talep azalınca üretim düşüyor, azalan üretim de işsiz sayısının artmasına neden oluyor.
*Kurdaki değişim;
5,93 ara direnci dün test edildi ve günlük kapanışların 5,87 üzerinde olması ile 6,0-6,04 bandına doğru alımlar devam edebilir.