Dolar/TL’de son günlerde belirgin sıçramalar gözlenmese de, yukarı yönlü kademeli bir yükseliş eğilimi devam ediyor. Paritenin 38,50 seviyesinin üzerine yerleşme çabası sürerken, bu hafta 38,70-38,80 bandındaki direnç bölgesi yakından takip ediliyor. Aşağı yönlü hareketlerde ise 38,50 ve 38,30 seviyeleri kısa vadeli destek olarak izleniyor. Türk lirası zaman zaman gelişmekte olan ülke para birimlerinin performansının gerisinde kalsa da, kurda yukarı yönlü hareketler ılımlı şekilde devam ediyor.
TCMB’nin sıkı para politikasına kararlılıkla devam etmesi ve TL’yi cazip hale getirmek amacıyla uyguladığı makro ihtiyati tedbirler, kur üzerinde dengeleyici bir etki yaratıyor. Yurt dışı cephede ise Fed’in şahin duruşunu sürdürmesi, ticaret savaşlarının tekrar gündeme gelmesi ve jeopolitik risklerin artması, kur üzerinde dışsal baskı unsurlarının etkisini koruduğunu gösteriyor.
Bank of America ve Fitch’ten Türkiye Ekonomisi Değerlendirmesi
Bank of America (BAC), Türkiye ekonomisine yönelik son değerlendirmesinde, mevcut yüksek faiz ortamının uzun süre korunması durumunda “sert iniş” riskine dikkat çekti. Kurum, ilk faiz indirimi beklentisini Haziran’dan Temmuz’a öteledi. Enflasyonun sürpriz şekilde yükselmesi halinde ise indirimin Eylül ayına sarkabileceğini ve bu senaryoda resesyon ihtimalinin güçleneceğini ifade etti. Bu yorumlar, uzun süreli yüksek faiz beklentisinin piyasa fiyatlamalarına etkide bulunabileceğine işaret ediyor.
Fitch Ratings ise Temmuz ayında yayımlayacağı değerlendirmede Türkiye’nin ekonomi politikalarındaki tutarlılığa vurgu yapacağını belirtti. Kurum, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasından yeni bir faiz artışı beklemediğini açıkladı. 2025 yılı için büyüme tahmini %2,5, yıl sonu enflasyon tahmini ise %34,31 olarak açıklandı. Fitch açıklamasında, sıkı para politikasının devamı ve mali konsolidasyonun, enflasyonla mücadelede olumlu katkı sağlayabileceği belirtildi.
TCMB Kararlı Duruşuna Devam Ediyor
Mayıs ayında Para Politikası Kurulu (PPK) toplantısı bulunmazken, büyüme verileri öncesi açıklanacak öncü göstergeler piyasalar tarafından yakından takip ediliyor. Nisan ayı TÜFE verilerinde ana eğilimde bozulma riski gözlemlense de, Merkez Bankasının sıkı para politikası sayesinde bu etkiler sınırlı kalıyor. CDS primlerinin 340 seviyesinde yatay seyretmesi de piyasanın, Merkez Bankasının enflasyonla mücadele konusundaki kararlılığına güven duyduğunu gösteriyor.
Plan ve Bütçe Komisyonu’nda konuşan TCMB Başkanı Fatih Karahan, politika faizinin %46 seviyesine çıkarıldığını ve rezerv birikiminin sınırlı da olsa sürdüğünü ifade etti. Karahan, emtia fiyatlarındaki düşüşün kur geçişkenliğini daha kontrollü hale getirdiğini vurgularken, iki yönlü döviz müdahaleleri ile kur oynaklığını sınırlamaya çalıştıklarını belirtti. Ayrıca, rezerv yeterliliğinin henüz istenen düzeyde olmadığını dile getirerek, kısa vadeli maliyetlere rağmen orta vadede dengeli büyüme ve dezenflasyon hedeflediklerini söyledi.
TL’yi Cazip Hale Getirmek İçin Alınan Önlemler
TCMB, döviz talebini azaltmak ve TL’ye yönelimi artırmak için bir dizi yeni makro ihtiyati önlem açıkladı. Bu önlemler özetle şu şekilde:
- Döviz hesaplarına ek yükümlülük: Bankalara, döviz mevduatları için daha yüksek zorunlu karşılık oranları uygulandı.
- Döviz repo işlemlerine kısıtlama: Şirketlerin döviz bazlı repo işlemleri için karşılık oranları artırıldı.
- Şirketlere TL teşviki: TL mevduat oranı %60’ın altında olan bankaların bu oranı artırması gerekecek.
- TL zorunlu karşılıklara getiri: Bankaların TL zorunlu karşılıklarına daha yüksek getiri sağlanacak.
- İhracatçı için döviz satışı zorunluluğu: Şirketlerin döviz gelirlerinin %35’inin TCMB’ye satılması zorunlu olacak.
- Döviz bozdurana prim desteği: Dövizini TL’ye çevirenlere %3 oranında kur primi verilecek.
Bu adımlar, hem döviz talebini yönetmek hem de TL’ye olan ilgiyi artırmak için devreye alındı. Aynı zamanda, bozulan rezerv dengesini onarma amacı güden önlemlerin, kurdaki oynaklığın azaltılmasına da katkı sağlaması bekleniyor.
Fed Sonrası Dolar Değer Kazandı
Küresel piyasalarda ise Fed, politika faizini üçüncü kez %4,25-%4,50 aralığında sabit tuttu. Karar metninde ekonomik görünümde artan belirsizliklere ve enflasyon ile işsizlikteki yukarı yönlü risklere dikkat çekildi. Fed Başkanı Jerome Powell, özellikle tarifelerin kısa vadeli enflasyon beklentilerini artırdığını ve para politikasında temkinli duruşun süreceğini belirtti. Şahin tonlamanın ardından dolar endeksi (DXY) 100 sınırına yaklaşırken, gelişmekte olan ülke para birimlerinde kısmi baskılar görüldü.
Jeopolitik Riskler Gündemde
Jeopolitik cephede risk algısı yeniden artış gösteriyor. Ukrayna’daki gelişmelerin yanı sıra, haftanın öne çıkan gelişmeleri İsrail-İran ve Pakistan-Hindistan gerilimleri oldu. Şu an için fiyatlamalarda ciddi etkiler görülmese de, bu tür gelişmelerin yayılması durumunda Türkiye’nin dış ilişkilerinden kaynaklı kur üzerindeki baskılar yeniden ortaya çıkabilir.
Dolar/TL’de yukarı yönlü ılımlı eğilim sürerken, TCMB’nin sıkı para politikası ve yapısal reform mesajları TL’nin göreli dayanıklılığını destekliyor. Ancak, küresel dolar talebinde yeniden artış yaşanması, Fed’in faiz indirimi sürecine ilişkin beklentilerin ötelenmesi ve jeopolitik risklerin tırmanması gibi dışsal faktörler, Türk lirasında değer kaybı riskini canlı tutuyor. Bu nedenle, önümüzdeki süreçte hem Merkez Bankasının politikalarının etkisi hem de uluslararası gelişmelerin yön üzerindeki belirleyici rolü yakından takip edilecek.
Sorumluluk Reddi: Bu makale yalnızca bilgilendirme amacıyla yazılmıştır. Herhangi bir şekilde varlık satın almayı teşvik etme amacı taşımadığı gibi yatırım yapmak için bir talep, teklif, tavsiye veya öneri teşkil etmez. Her türlü varlığın birden fazla bakış açısıyla değerlendirildiğini ve oldukça riskli olduğunu, dolayısıyla herhangi bir yatırım kararının ve buna bağlı riskin yatırımcıya ait olduğunu hatırlatmak isterim. Ayrıca herhangi bir yatırım danışmanlığı hizmetimiz bulunmamaktadır.