Efsane Cuma Burada! InvestingPro’da %60 İNDİRİM fırsatını kaçırmayınİNDİRİMİ KULLAN

Gelişmeler Işığında; Petrol Fiyatları Nereye Gidiyor?

Yayın Tarihi 07.08.2019 14:01
Güncelleme Tarihi 09.07.2023 13:32
CL
-

Gelişmeler Işığında; Petrol Fiyatları Nereye Gidiyor?

Son zamanlarda fiyatlama davranışlarının karmaşık hâl aldığı varlıkların başında gelen ham petrolde(Brent, Wti), bir yandan; arz kaynaklı hareketler ortaya çıkarken, diğer yandan da; talep bazlı fiyatlamalar göze çarpmakta. Arz tarafında, OPEC’in 14 üyesine; Azerbaycan, Bahreyn, Brunei, Kazakistan, Malezya, Meksika, Umman, Rusya ve Sudan(Sudan ve Güney Sudan olarak iki farklı ülke konumunda)’dan oluşan ülkelerin de katılımıyla oluşturulan OPEC+(Arz Kısıntısı Konsorsiyumu)’nın almış olduğu 1,2 Milyon varillik üretimi azaltma kararı; en son 1 ve 2 Temmuz’da yapılan toplantılar sonucunda 9 aylığına(31 Mart 2020 tarihine kadar) daha uzatıldı. Arz kısıntısının uzatılmasındaki amacın özellikle; ABD ve Çin arasında geçtiğimiz yıldan itibaren patlak veren ticaret savaşları ve Brexit meselesi başta olmak üzere küresel risklerin “global büyüme” ve buna paralel olarak petrol talebi üzerindeki olumsuz etkilerinin bertaraf edilmesi olduğunu biliyoruz. Keza, ABD üretiminde beklenen yükselişler de OPEC+’ın bu yöndeki reaksiyonunu devam ettirmesinin sebeplerinden bir tanesi. Ancak, mevcut durumda; yine geçtiğimiz yılın Mayıs ayına ABD’nin tek taraflı olarak 2015 İran Nükleer Anlaşması’ndan çıkması ve sonrasında da kademeli olarak bu ülkeden petrol alan diğer ekonomilere yaptırım kararı alması ile İran’ın üretiminin de 1 Milyon 200 Bin varil civarında azalma göstererek son 5 yılın en düşük seviyelerine inmesi(Keza, Libya ve Venezuela arzındaki azalmalarla OPEC üretimi de 5 yılın en düşük seviyelerine geriledi) ise OPEC+ ‘ın bu kısma kararı ile birlikte fiyatları yukarı yönlü desteklemekte. Yine, İran Nükleer Anlaşması’nda yaşanan sorunların yanı sıra; Hürmüz Boğazı çevresinde yaşanan jeopolitik risk artışları da bölgesel arz üzerindeki baskıları artırmakta. Öyle ki; Hürmüz Boğazı’nda tankerlere yapılan saldırılar ile başlayan risk artışları, 4 Temmuz’da Cebelitarık’ta; İran’dan Suriye’ye petrol taşıdığı gerekçesi ile Panana Bandıralı “Grace 1” isimli tankere el konulması ile devam ederken, 15 gün sonra yine Hürmüz Boğazı’nda Birleşik Krallık bandıralı “Stena Impero” isimli tenkere İran Devrim Muıhafızları tarafından el konulması ile pik yaptı. Diğer taraftan, resmi kayıtlara göre Dünya’nın en büyük petrol rezervlerinin sahibi olan Venezuela’da; ABD yaptırımlarının birkaç yıldır giderek artış göstermesi ile ülke üretiminin oldukça düşüş göstermesi ve yine Libya’da General Hafter tarafından kurulan Libya Ulusal Ordusu(LNA)’nun; ülkenin en büyük petrol tesisi Al-Sharara başta olmak üzere irili ufaklı birçok tesisi zaman zaman ele geçirerek üretimi durdurmasının etkilerini emtiada ara ara alıcılı işlemler ile hissetmekteyiz. Buraya kadar arz kaynaklı olarak fiyatları daha çok yukarı yönlü destekleyen konuları irdeledik. Peki ya talep tarafında neler olmakta?

Talep tarafındaki unsurlar da en az arz tarafındaki olaylar kadar karmaşık ve fazlalık göstermekte. Ana gündem maddelerini daha çok, yukarıda da bahsettiğimiz gibi; Ticaret Savaşları, Brexit ve İran gibi küresel risk unsurlarının global büyüme üzerindeki etkileri oluşturmakta. Yine; ABD, Çin ve Euro Bölgesi(zaman zaman Gelişen Ülkelerde oluşan domino etkisi de) gibi global büyüme üzerinde söz sahibi olan bölgelerin ekonomik verileri de, FED, ECB, BOE ve BOJ gibi majör merkez bankalarının faiz ve politika adımlarının küresel büyümeye etkileri ile birlikte talep bazlı fiyatlamalara temel teşkil eden unsurlar arasında yer almakta. Bu taraftaki gelişmeleri irdelediğimizde; ABD ve Çin heyetlerinin Temmuz sonunda Shanghai’de yapmış olduğu yüz yüze görüşmelerde bir anlaşma sağlanamamasının yanı sıra; ABD Başkanı Donald Trump’ın geçtiğimiz Perşembe günü: Çin’den ithal edilen 300 Milyar USD tutarındaki ürünlere daha 1 Eylül’den itibaren ek gümrük vergisi getirilebileceğine dair açıklamaları tedirginliğe neden oldu. Keza, Çin tarafının da ABD tarım ürünlerinin alımından vazgeçebileceğine dair gelen haber akışları da küresel büyümeye dair endişeleri artırarak petrol fiyatlarını baskıladı. Brexit konusunda Britanya’nın yeni Başbakanı Boris Johnson eksenindeki gelişmeler takip edilirken, AB ve Britanya arasındaki uzlaşma umudunun her geçen gün daraldığına işaret eden açıklamalar da küresel büyümeye dair bir tehdit unsuruydu. Son zamanlarda Euro Bölgesi ve Çin’in ekonomik verilerinde görülen bozulmalar da küresel ekonomiye dair risklerin canlı olduğuna işaret ederken, ABD ‘de de zaman zaman gelen kötü verilere karşın ABD Merkez Bankası(FED)’nın 31 Temmuz akşamı açıkladığı faiz kararı sonrası konuşan Başkan J.Powell’ın: Faiz indirimin bir faiz indirim döngüsünün başlangıcına işaret etmediğine yönelik söylemleri “şahin” karşılanmış ve petrol fiyatları üzerinde de baskıya neden olmuştu. Son günlerde ise, yine ABD’den gelen ekonomik verilerin yanı sıra ticaret savaşları başta olmak üzere ABD’nin ve Dünya ekonomisinin büyümesine dair öngörülerin zayıflamaya başlaması FED’in faiz indirimlerinin devam edebileceğine dair projeksiyonları ön plana çıkartmakta.

Yukarıda saymış olduğumuz konuların yanı sıra arz-talep dengesi açısından; her hafta API ve EIA tarafından açıklanan stok dataları ile yine EIA tarafından duyurulan ABD üretim rakamları da fiyatlamaları etkilemekte. Keza, Uluslararası Enerji Ajansı(IEA), Enerji Bilgi İdaresi(EIA) ve OPEC gibi düzenli olarak aylık raporlarla; üretim rakamları ile arz ve talep büyümesine yönelik projeksiyonların açıklanması da volatil işlemlere neden olmakta. Örneğin, son olarak Enerji Bilgi İdaresi’nden gelen projeksiyonlarda; Cari yılın(2019) günlük talep büyümesi 70 Bin varil düşürülerek 1 Milyon varil’e revize edildi. Son zamanlarda açıklanan stok datalarında ise; API verileri 8 hafta üst üste düşüşle 43 Milyon varil’in üzerinde azalış gösterirken, EIA dataları da düşüşünü üst üste 7 haftaya çıkartarak 49 Milyon varil’e yakın azalmaya işaret etti. ABD petrol üretimi ise mevcut durumda; 12 Milyon 200 Bin varil/gün düzeyinde gerçekleşmeye devam ederken, yine EIA tarafından açıklanan son tahminler ise; ABD üretiminin 2019 yılında 1 Milyon 300 Bin varil, 2020 yılında da 1 Milyon varile yakın düzeyde artış göstereceğine işaret etmekteydi.

Son gelişmeler ışığında durumu değerlendiğimizde; Ticaret Savaşları, Brexit, İran/K.Kore Nükleer Anlaşmaları gibi küresel ve Euro Bölgesi’nin diğer siyasi riskleri ile Gelişen Ülkelerdeki karmaşık ekonomik durum gibi lokal sorunların halâ devam ediyor olması; global ekonomik büyümenin ve buna paralel olarak da petrol talebinin daralacağı beklentisi ile fiyatların baskı yeme olasılığını yükseltiyor. Öte taraftan; İran ekseninde Hürmüz Boğazı çevresindeki risk artışları başta olmak üzere bölgesel anlamda arzı sıkıntıya sokabilecek ve bu bağlamda fiyatları yukarıya götürebilecek bazı jeopolitik gelişmelerin de canlı olduğunu görmekteyiz. Uluslararası kurumların tahminlerine baktığımızda ise; talep tarafında global daralma beklentilerinin yoğunlaşmasına karşın, ABD kaynaklı başta olmak üzere küresel çapta üretim artışlarının olabileceği de ön plana çıkmakta. Son yapılan OPEC+ (Arz Kısıntısı Konsorsiyumu) toplantısı öncesinde üye ülkelerin zaman zaman farklı fikirlerinin ortaya atılması da dikkate alındığında, üyelerin çok uzun vadeli bir konsensüs üzerinde sadık kalmalarının zor olduğu görülmekte. Keza, ABD Başkanı Donald Trump’ın; en büyük müttefiki olan Suudi Arabistan’a yönelik üretimin artırmasına dair ara ara gelen talepleri ile Rusya, Irak ve Nijerya gibi bazı ülkelerin bazen OPEC+ Anlaşması’nın üzerinde üretimde bulunmalarını da anlaşmanın devamının önündeki engeller arasında sayabiliriz. Sonuç olarak, senenin kalanı ve 2020’nin ilk yarısı için; küresel durgunluk endişelerinin artmış olması ile talep daralmasına yönelik beklentilerin yükselmesine karşın, -üretim ve stok tarafındaki son azalışlara rağmen- talebin üzerinde arz fazlalığı verilme ihtimalinin de korunuyor olması fiyatların düşüş trendinde devamını daha olası kılmakta. Bu da ham petrol fiyatlarının geçtiğimiz yılın son çeyreğinde olduğu gibi; Brent tipi için 50 Dolar, WTI(Batı Teksas) tipi için de 45 Dolar seviyesinin altına gelme ihtimalini güçlendirmiş durumda. FED ve ECB gibi majör merkez bankalarının genişlemeye yönelik politikaları ve Saudi Aramco’nun daha önce birkaç kez ertelediği halka arzını 2020 yılında nihayete erdirmeye kararlı olması ise fiyatların daha aşağılara(30 Dolar seviyelerine) gitmesinin önüne geçebilecek olası unsurlar olarak karşımıza çıkıyor.

WTI & BRENT

Son yorumlar

Sıradaki makale yükleniyor...
Uygulamamızı Yükleyin
Risk Açıklaması: Finansal araçlar ve/veya kripto paralarla işlem yapmak yüksek seviyede risk içermektedir ve yatırım miktarınızın bir kısmını veya tamamını kaybetmenize sebep olabilir, bu sebeple tüm yatırımcılar için uygun değildir. Kripto para fiyatları aşırı derecede hareketlidir ve finansal haberler, politik olaylar ve düzenleme kurumları gibi konulardan kolaylıkla etkilenir. Kaldıraçlı işlem yapmak finansal riskleri yükseltmektedir.
Diğer finansal araçlar veya kripto paralar içinden tercihinizi yapmadan önce, yatırım nesnelerinizi, deneyim seviyenizi ve risk iştahınızı dikkatlice gözden geçiriniz ve ihtiyacınız olduğunda profesyonel tavsiye almayı deneyiniz.
Fusion Media sitede yer alan bilgilerin gerçek zamanlı ya da isabetli olacağının mutlak olmadığını hatırlatır. Tüm borsa fiyatları, endeksler, vadeli işlemler, Forex ve kripto para fiyatları, borsalardan değil piyasa düzenleyicileri tarafından oluşturulur, bu sebeple fiyatlar isabetli olmayabilir ve gerçek piyasa fiyatlarından farklı olabilir, bu da buradaki fiyatların fikir verme amaçlı olduğunu ve ticari amaçlar için uygun olmadığını gösterir. Fusion Media veya herhangi bir sağlayıcı, buradaki bilgileri kullanmanız sonucu oluşacak olası kayıplarınızdan ötürü sorumluluk taşımamaktadır.
Bu sitede yer alan bilgileri, Fusion Media ve/veya veri sağlayıcıdan yazılı izin almadan kullanmak, saklamak, kopyasını üretmek, görüntülemek, düzenlemek veya dağıtmak yasaktır. Fikri mülkiyet hakkı, sitede yer alan verileri sağlayanlara ve/veya borsalara aittir.
Fusion Media reklamlarla veya reklam verenlerle etkileşiminize bağlı olarak internet sitesinde görüntülenen reklamlardan gelir elde edebilir.
İşbu sözleşmenin aslı İngilizcedir ve İngilizce ve Türkçe versiyonu arasında tutarsızlık olduğunda İngilizce versiyonu dikkate alınacaktır.
© 2007-2024 - Fusion Media Limited. Tüm Hakları Saklıdır.