40% İndirim
💎 WSM, Aralık ayında Yapay Zeka ile seçildiğinden beri %+52,1 yükseldi! Premium hisse seçimlerine ulaşınHemen Erişin

2023

Yayın Tarihi 02.01.2023 10:05
Güncelleme Tarihi 09.07.2023 13:32

2022 yılı bütün dünya için kötü bir yıl oldu: Her tarafta enflasyon yükseldi, büyüme düştü, kimi ülkede bütçe açığı, kimi ülkede cari açık yükseldi. Ekonomi politikasının birbiriyle çelişen sonuçlarını yaşamaya başladık: Enflasyonu düşürmenin bedeli büyümenin de düşmesi ya da büyümeyi yüksek tutmaya çalışmanın bedeli yüksek enflasyon olarak karşımıza çıktı. 2022’nin belki de tek olumlu yanı bütün bu çelişkili gelişmelere karşılık işsizlik oranlarının denetimden çıkmaması oldu.

Türkiye açısından da 2022 kötü bir yıldı. Son birkaç yıldır her gelen yıl bir öncekinden kötü olduğu için önceki yıllar daha iyiymiş gibi hatırlanıyor. 2022 yılı biterken atılan adımlar 2023 yılı ve özellikle de seçimden sonrası için büyük çapta olumsuz bir birikim yarattı. Bunu belki ilk altı ayda o kadar fazla hissetmeyeceğiz ama yılın ikinci yarısında bütün bu adımların etkisini omuzlarımızda hissetmeye başlayacağız.

Yapılan asgari ücret artışı, yaşanan anormal enflasyon karşısında zorunluydu. Hatta yetersiz bile kaldı. Buna kimsenin diyecek bir sözü yok. Ne var ki şimdi ona paralel düzenlemelerin yapılması bekleniyor. Birçok çalışanın ücreti, asgari ücretin altında kaldığı için onların da en azından asgari ücret düzeyine yükseltilmesi gerekiyor. Asgari ücret 5.500 lira iken 7.500 lira ücret alan bir kişiye şimdi 8.500 lira asgari ücret mi verilecek yoksa onun da ücreti asgari ücretli gibi yüzde 54 artırılarak 11.550 liraya mı çıkarılacak? Eğer ilki tercih edilirse toplumun çalışan kesimi giderek asgari ücretli haline gelecek demektir ki zaten son yıllarda olan budur. Böylece orta sınıf tamamen ortadan kalkacak. Eğer ikinci yol tercih edilirse, iş yerleri bu yüksek ücretten kurtulmak için muhtemelen yüksek ücretlilerin bir bölümünü işten çıkaracak demektir ki bu daha düşük nitelikli elemanın tercih edilmesi anlamına gelir. Bir konuyu dikkatlerden kaçırmamakta yarar var: Bu sıkıntıları yaratan asgari ücretin artırılması değil, enflasyonun önlenememesidir.

Emeklilikte Yaşa Takılanlarla ilgili getirilen çözüm hakkaniyete uygundur, hatta eksik kalmıştır ama bu adım zaten Hazine desteği olmaksızın ayakta duramayan Sosyal Güvenlik Kurumunu (SGK) içinden çıkılmaz bir sıkıntılar girdabının içine yuvarlıyor. Emeklilik sisteminin genel kabul gören denge oranı en az 3 çalışanın 1 emekliye bakması şeklindedir. Bu yapılan yeni düzenlemeyle Türkiye’de her 2 çalışan 1 emekliye bakacak duruma gelmiş görünüyor. Bu sistemin yaşatılması kolay değildir. Asgari ücret artışı sonrası büyük olasılıkla memur ve emekli maaşlarının da benzer şekilde artırılması gerekiyor. Bu durumda bütçenin ve SGK’nin durumu daha kötüleşecek demektir. Bu gelişmeler bize emeklilik konusunda hiçbir planlama yapılmadığını, tamamen siyasal dürtülere göre hareket edildiğini gösteriyor. SGK’nin içine düştüğü durumdan kurtarılması için primlerin artırılması gündeme gelecektir ki onun da başka sıkıntıları söz konusu.

SGK’nin bir başka sorunu artık taşınamaz noktaya doğru ilerleyen sağlık sistemi. Orada da ister istemez SGK’lilerin katkı payları artırılmak zorunda kalınacak, aile hekimlerinde ve devlet hastanelerinde muayene ve diğer işlemler ister istemez paralı hale gelecek, ilaç katkı payları artırılacak. 1970’lerde Birleşik Krallık'ın batma noktasına gelmesinde Ulusal Sağlık Hizmeti (NHS) denilen ve aşağı yukarı bizde bugün uygulanana benzeyen sistemin olumsuz katkısı olmuştu.

Bugünlerde ÖTV başta olmak üzere bazı vergilerde indirimler yapılması planlanıyor. Vergilerde indirim yapılması elbette ilk bakışta hepimiz için iyi bir şey gibi duruyor. Ne var ki ekonominin içinde bulunduğu durumla bu vergi indirimleri çelişiyor. Seçim sonrasında bu dönemde indirilen vergilerin misliyle artırılacağını tahmin etmek için kâhin olmaya gerek yok. Öte yandan ücretli çalışanların yıl boyunca stopaj yoluyla kesilen vergilerinin artması nedeniyle uğradığı kayıpları gidermek için vergi tarifesinde indirimlere gidiliyor. Bu da elbette ilk bakışta olumlu bir adım çünkü çalışanların önemli bir mağduriyeti bu düzenlemeyle bir nebze giderilmiş olacak. Ne var ki ekonominin genel durumuna bakılınca, buradan ortaya çıkacak vergi kaybının ileride mutlaka vergi artışı olarak bir yerlerden karşımıza çıkması kaçınılmaz görünüyor.

Türkiye, bir süredir yanlış ekonomi politikası uygulamalarının kıskacında oradan oraya savruluyor. Bugüne kadar başkalarının paralarıyla durumu idare etmeyi başardık. Körfez ülkelerinden gelen swaplar, yüksek faizlerle yapılan dış borçlanmalar, çeşitli baskılarla döviz mevduatlarının TL'ye dönüştürülmesi, turizmden elde edilen gelirlerin yüksekliği, vatandaşlık verilmesi suretiyle elde edilen döviz gelirleri ve son olarak da Rusya’nın doğal gaz borçlarının ödenmesini ertelemesinin sağladığı finansman, bugünkü yaşamı sürmemize olanak sağladı. Öte yandan enflasyondaki hızlı artış, enflasyon muhasebesi uygulattırılmayan kurumların kârlarının patlamasına ve sonuçta kurumlar vergisi tahsilâtının rekor kırmasına yol açtı. ‘Fiyatlar daha da artmadan alacağımı alayım’ düşüncesinin yarattığı öne çekilmiş talepteki artış, ithalatın ve dolayısıyla ithalde alınan katma değer vergisi tahsilâtının rekor kırmasına neden oldu. Böylece bu iki kalemde ortaya çıkan beklenmedik artışlar bütçe açığının düşük kalmasını sağladı. Ne var ki bu böyle sonsuza kadar sürdürülemiyor. Bütçe açığının düşmesini sağlayan ithalat patlaması bu kez cari açığın yükselmesine yol açıyor. Türkiye, benzer bir durumu 1970’lerde de denemiş 1980’e girilirken 70 sente muhtaç kalmıştı. Bu durumdan ders çıkarmak yerine aynı şeyleri biraz daha farklı olarak 1990’larda da peş peşe iki kez denemiş önce 1994 kriziyle sonra da 2001 kriziyle karşılaşmıştı. Ne yazık ki bu krizlerden ve o deneyimlerden ders çıkaramamış olduğumuz anlaşılıyor. Bu kez de farklı bir popülizm ile devam ediyoruz.

Merkez Bankası ilk faiz indirimini yapıp enflasyon yüzde 19 iken ve artma eğilimi içinde görünürken faizi yüzde 18’e indirdiğinde söylemiştim: ‘Faizi yanlış belirlerseniz ekonomide her şey yanlış gider.’ Aynen öyle oldu. Merkez Bankası faizi indirmeye devam etti, kurlar kontrolden çıktı ve bunun sonucu olarak enflasyon aldı başını gitti. Bu kez kuru tutabilmek için piyasa dışı işlemlere girişildi. Enflasyon artışı ister istemez ücret artışlarını, fiyat artışlarını gündeme getirdi. Bu kez talep artışıyla birlikte talep enflasyonu da maliyet enflasyonuna eşlik eder oldu. Enflasyon, Türk ekonomisindeki her şeyin temel belirleyicisi haline geldi. Yanlış ekonomi politikasıyla doğru sonuç elde etmek imkânsızdır.

Pek çok kişi ‘yıllardır kriz deyip durdunuz işte görüyorsunuz bir şey olduğu yok’ diyerek iktisatçılarla dalga geçiyor. Oysa iktisatçı için enflasyonun iki haneli olması, orta sınıfın silinmesi, dış borçlanma faizlerinin ve risk priminin (CDS primi) kabul edilebilir eşiğin üzerinde bulunması kriz anlamına geliyor.

Türk siyasetçisinin temel çelişkisi kendi geleceğini ülkenin geleceği sanmasıdır. Türk seçmeninin temel çelişkisi ise gelecekte olacaklara gözünü kapatıp bugüne odaklanmasıdır. Bu iki çelişki birbirini desteklediği sürece Türkiye’nin bu popülizm batağından kurtulması mümkün görünmüyor.

Özetle söylemek gerekirse belki seçime kadar idare edebiliriz ama ondan sonra seçimi kim kazanırsa kazansın hepimiz kaybetmiş olacağız.

Orijinal Makale

Son yorumlar

GLBMD hakkında bilginiz varmı yardımcı olurmusunuz
Secimden sonra küm gelirse gelsin işler cok zor , bu oolitika devam ederse fena çökeriz
maalesef emeklilik sistemine yapılan yorum, ne yazikki kabul edilemez. yıllar dir hem çalışan hem iş verenden bu sistem için kesilen vergilerin eyer doğru kullanılmadı ise suç kimin? 32 yıl bodrolu çalışan olarak emekli olunca bu devlete yük diyen zihniyet ti kınıyorum.
yazılan yorumları okuyunca insanın çiftlik bank kurası geliyor. bu kadar cahil, bilimden ve gerçeklikten uzak, kandırılmak için can atan insan oldukça bir adım ileri gitmemiz mümkün değil.
cahil olduğu kadar cüretkar olanlar siyaset ağzıyla konuşmaya devam ediyor. troller her yerde
boş boş konuşmayın görünen köy kılavuz istemez ..oturduğunuz yerden yatarak kazanmaya çalışacağınıza birşeyler yetiştirmek için üretim yapın .Tarım ve hayvancılık biten bir ülkede bunlar az bile.azbirköylü kaldı köylerde hepsi anasını aldı şehre gitti kalanlarda giderse ozaman halimiz harap şuanda daha birey yok..........
Selcuk Canıtez köyden bildirdi.
seçime kadar halk ne koparirsa kar yoksa 4 yıl avuç yalariz
Türkiye'de süper ekonomi yok ama petrol 123 dolara cıkmış almanyanın ABD nin bile ekonomisi dünya ekonomiyle boğulur hale gelmiş Türkiye'nin ekonomisi bozuk falan değil ekonomiyi kendi aç gözlü insanlarımız bu hale getirdi adam arabasına 50 binken 100 200 300 yazıyor ilandan arıyorsun 1 sat sonra kaldırıyor yüksek fiyatla ilana koyuyor kiralar aynı binada kiralık daireler birbirine bakıp fiyat çıkardılar büyük marketler elindeki mallara deposunda bitmeden zam yaptı olan mala yok dediler yağ fiyatlarını çıkardılar şekere aynısını yaptılar un a da aynısını yaptılar piyasada zam gelecek diye pompaladılar aç milletimizde koliyle aldı biz aldıkça onlarda bir yandan koydular yılbaşından sonrada büyük zamlar gelecek diye pompaladılar halla devam ediyor 200 binlik evler 1500 bin oldu neyin zamı sizce ekonomi falan değil biz yaptık 5500 maaşla insan 4000 tl kirayı nasıl verecek mantık lazım ama ev sahipleri dala bereyle evden çıkarmaya çalışıyor insanları bu aç gözlülük ten dolayı
Sırf sevdiğiniz politikacı eleştirilmesin diye mi bu kadar yalan , yoksa cehaletten mi bu yorum .. iki durumda vahim ..
Mahfi Eğilmez git işine senin ve senin gibilerin aklı ermez bu işlere
çarpılırsın tövbe de
yorum yapamıyorum
Sadece mallar anlamaz ekonomi çokk eyi baksanıza durmadan para basıyoruz)))
Hep bir iyi ama iyi ama var... Amaç bağcı dövmek beş belli...
bu ülkede her şeyi tencere belirler tencere boş zor bir süreçten geçiyoruz inşallah inşallah inşallah düzelir
keşke olumlu bir şey olsa da mahfi eğilmez de doğruları söylese
çok doğru söylediniz hocam. aynen her şeyi katılıyorum
her yıl aynı şeyleri yazmaktan, hepinizden çok ben biliyorum demekten bıkmadınız, 20 yıldır iktidarı eleştreceğim diye atmadığınız takla kalmadı ama artık siz ve sizin gibi eski Türkiye artıklarını ne ekonomide ne de ekranlarda takan yok.byy byyy
Yediğin dislike lardan seni takan yok makarna yiye yiye mallaşmıssın
Sevgili Hocam, faiz artırmanında enflasyonu düşüremediğini görüyoruz. Ne olur, değerlendirmelerinizi hep ideolojik gözlüklerinizle yapmayın. Şu ana kadar olumlu bir yazınıza radtlayamadım.
Hep kötü algı yatırımcıları bezdirme yorumlarını bırakın mahfi bey insanlara yatırımın değerini borsanın tuvalet kağidi gibi olduğunu göstermekten vazgeçin türkiye beyenmiyorsanız ülke pasaport ücretleri dolar bazlı çok ucuz profüm diyorsunuz ama illada faiz diyorsunuz
bunca yatırımın bir dönüşü olmayacak mı? mesala doğalgaza 10 yıl para vermeyeceğiz,petrol keşifleri.. batajlar...nükleer ile elektrik üreteceğiz,otomobil ile ithalatı azaltacagiz....bu economist bunları neden atliyor..kötü senaryo otur sıfır..sahi sana bunları kim yazdırıyor.
Vah garibim koskoca Mahfi Hocaya kötü ekonomist dedi, üretecekmiş hani nerde birader
kaynak A haber mi
Yazık....söyledikleri her yalanı gerçek sanmış!
hükumet faiz indirim politikası uyguladı muhalefet faiz artırılmalı diyor faiz artırırımın sonuçlarına mı katlanmak yoksa faiz indirim politikasının sonuçlarına mı katlanmak daha mantıklı bundan kimse bahsetmiyor
Düşük faiz sanayilerin çalışmasını üretmesini zorlar.. düşük faiz politikası daha hızlı ticaret olanaği diğer türlü yüksek faizde banka zaten kar veriyor neden üretim yapayım kafası
Mahfi hocayı bile beğenmeyen bir kitle var burada ya 🫣
Onlar yandaş kafaları hakikate kapalı. sadece kendi kafasında olanları öven olursa onu doğru hakikat kabül ediyorlar. Uçuyoruz de bak nasıl övüyorlar
emeğine sağlık Mahfi hocam iyiki varsınız
eyt mağduriyetini kimler yaratti
deli saçması. okumaya erindim resmen.
okumadığın için bu haldesin
Türkiye gerçeklerini bir kez daha çok güzel bir yazı ile dile getirmişsiniz çok teşekkür ediyorum
Uygulamamızı Yükleyin
Risk Açıklaması: Finansal araçlar ve/veya kripto paralarla işlem yapmak yüksek seviyede risk içermektedir ve yatırım miktarınızın bir kısmını veya tamamını kaybetmenize sebep olabilir, bu sebeple tüm yatırımcılar için uygun değildir. Kripto para fiyatları aşırı derecede hareketlidir ve finansal haberler, politik olaylar ve düzenleme kurumları gibi konulardan kolaylıkla etkilenir. Kaldıraçlı işlem yapmak finansal riskleri yükseltmektedir.
Diğer finansal araçlar veya kripto paralar içinden tercihinizi yapmadan önce, yatırım nesnelerinizi, deneyim seviyenizi ve risk iştahınızı dikkatlice gözden geçiriniz ve ihtiyacınız olduğunda profesyonel tavsiye almayı deneyiniz.
Fusion Media sitede yer alan bilgilerin gerçek zamanlı ya da isabetli olacağının mutlak olmadığını hatırlatır. Tüm borsa fiyatları, endeksler, vadeli işlemler, Forex ve kripto para fiyatları, borsalardan değil piyasa düzenleyicileri tarafından oluşturulur, bu sebeple fiyatlar isabetli olmayabilir ve gerçek piyasa fiyatlarından farklı olabilir, bu da buradaki fiyatların fikir verme amaçlı olduğunu ve ticari amaçlar için uygun olmadığını gösterir. Fusion Media veya herhangi bir sağlayıcı, buradaki bilgileri kullanmanız sonucu oluşacak olası kayıplarınızdan ötürü sorumluluk taşımamaktadır.
Bu sitede yer alan bilgileri, Fusion Media ve/veya veri sağlayıcıdan yazılı izin almadan kullanmak, saklamak, kopyasını üretmek, görüntülemek, düzenlemek veya dağıtmak yasaktır. Fikri mülkiyet hakkı, sitede yer alan verileri sağlayanlara ve/veya borsalara aittir.
Fusion Media reklamlarla veya reklam verenlerle etkileşiminize bağlı olarak internet sitesinde görüntülenen reklamlardan gelir elde edebilir.
İşbu sözleşmenin aslı İngilizcedir ve İngilizce ve Türkçe versiyonu arasında tutarsızlık olduğunda İngilizce versiyonu dikkate alınacaktır.
© 2007-2024 - Fusion Media Limited. Tüm Hakları Saklıdır.