Son zamanlarda emtia fiyatlarında yaşanan ralli dikkat çekmeye devam ediyor. Hatırlayacağımız üzere 2015 yılı emtia ürünleri için oldukça kötü geçmişti. Bir yandan dünyanın en büyük emtia tüketicilerinden olan Çin ekonomisinde yaşanan ivme kaybıyla talep tarafında yaşanan daralma, diğer taraftan özellikle petrol kanadında çıkan yeni teknolojilerle birlikte yaşanan arz patlaması emtia fiyatlarının düşmesine neden oldu. Birde bunların üzerine FED’in normalleşme süreci kapsamında faiz artırımlarına başlayacağı beklentileri eklenince fiyatlarda sert düşüş gördük.
Ancak 2016 yılının ilk yarısına baktığımızda gümüşün öncülüğünde emtia fiyatlarında yükseliş oldukça dikkat çekici boyuta gelmiş durumda, bunun birkaç sebebi olduğunu söyleyebiliriz.
Artan Küresel Riskler Değerli Metale Olan Talebi Yükseltiyor
Değerli metaller tarafına baktığımızda bu yükselişin altında yatan nedeni bulmak çok zor değil. İlk olarak Avrupa ve Japonya Merkez Bankalarının uyguladıkları politikalar bu ürünleri olan talebin artmasına neden oluyor. Negatif faiz ve genişlemeci para politikalarının sonucunda hisse senedi piyasasındaki güvensiz ortamla birlikte yatırımcılar ilk buldukları güvenli liman olan altın ve gümüşe sığınıyorlar. Diğer önemli neden ise yatırımcıların her zaman rahatsız oldukları siyasi risk ortamı. Küresel ortama baktığımızda en sıcak konu olan Brexit ilk karşımıza çıkan büyük belirsizlik, ara sıcaklarda ise İspanya erken seçimi ve bitmeyen Yunanistan sorunu bizi bekliyor. Birde bunların üzerine Kasım’da servis edilecek olan ABD seçimleri eklenince ister istemez bu kadar sıcağın yanında serinletici etkiye sahip değerli metalleri yanında bulundurma gerekliliği artıyor. Bütün bu gelişmeler artan taleple fiyatların yükselmesine neden oluyor. Önümüzdeki dönemde özellikle Brexit belirsizliğinin olumlu veya olumsuz sona ermesiyle bir engeli geçsek de tam düzlüğe çıkamayacağımızdan değerli metallere olan talebin devam etme olasılığı oldukça yüksek. Bu durumda da fiyatların yükselmesi kaçınılmaz olabilir.
Petrol ve Endüstriyel Metallerde Çin Etkisi
Petrol ve endüstriyel metaller de değerli metallerdeki yükselişe ayak uydurmuş durumda. Özellikle ham petrol 2016’nın başından itibaren %35’lik yükselişiyle dikkat çekiyor. Ancak ham petrolün yükselişinde düşündürücü olan kısım, bu yükselişin büyük kısmının talepteki artıştan değil arzdaki daralmadan kaynaklanıyor olması. Artan fiyatlarla birlikte bazı üreticilerin tekrar devreye girme olasılığı da yükseliyor. Yeni üreticiler ile artan üretim arz fazlalığını beraberinde getireceğinden talepte toparlanma olmaması durumunda 60 Dolar seviylerinden bir geri çekilme ihtimali beliriyor. Ancak yaşanacak geri çekilmenin geçtiğimiz sene kadar sert olma olasılığı oldukça düşük. Arz talep dengesini 50 dolar sevilerinde kurulma ihtimali güçlü seçenek.
Endüstriyel metallerde ise sahnelere geri dönen Çin etkisinden söz etmek mümkün. Son zamanlarda toparlanma anlamında çok güçlü sinyaller vermese de, ülkede yılın ikinci çeyreğinde inşaat sezonunun açılması endüstri metallerine olan talebin artmasına neden oldu. Özellikle nikel ithalatında Ocak ayından Nisan ayına kadar olan sürede yüzde 28’lik artış olması, bakır ithalatında yine aynı sürede yüzde 5’lik yükseliş olması Çin’de bir şeyleri yoluna koymak için çaba harcanıldığını da gösteriyor. Çin ekonomisinde güçlü toparlanma sinyallerinin gelmesi durumunda endüstriyel metallerde de yükseliş devam edebilir.
Brent Petrol Teknik Görünüm
Brent petrolde yukarı yönlü eğilimin devam ettiğini görüyoruz. İlk denemede 52,80 direncini kırmakta zorlanan brent petrol, bu seviyeyi tekrar deneyebilir. 52,80’in aşılması halinde bir sonraki hedef 54,00 direnci olma olasılığı oldukça yüksek. Olası geri çekilmelerde ise 50,50 ilk desteğimiz bu seviyenin aşılması halinde 49,00 desteği oldukça önemli.